Erdem Yazaroğlu

Erdem Yazaroğlu

Temiz olan dünyamız, duyarsız insanlar tarafından kirletiliyor

Siz hiç ayaklarınıza dolaşan poşetler, vücudunuza yapışan sakızlar, üzerinize bulaşan yiyecek atıkları, inşaat atıkları, burnunuzu düşürecek kadar keskin pis ve leş gibi kokan yiyecek atıkları, çocuk bezleri vb. atıkların bulunduğu bir yerde yaşar mısınız?  

Böyle bir yerde yaşamak ve birilerini yaşatmak çok sıkıntılı bir durum değil midir? Hiç düşündünüz mü sokağa böyle çöpleri kimler atar?  Siz de içerisinde yaşadığımız eve veya mahalleye çöp attınız mı? Biliyorum diyeceksiniz ki: “Belediyeler, çöpçüler ne işe yarıyor? Vergi veriyoruz, onlar da mecbur temizlemeye?”

Haklısınız mecburlar ama siz mecbur değil misiniz çevrenizi temiz tutmaya?

Vakitsiz çöp poşetlerini yola çıkartmak hangi insanlığa sığar? Belediye bir gün ve belirli bir saatte toplar çöpleri. O gün ve o saat gelmeden çöpü çıkarmak eza değil midir insanlara? Poşettedir çöp. Doğru. Ama vaktinden önce çıktığından kedi- köpek ve hurda toplayanlar tarafından dağıtılmaktadır. Sergilenmektedir poşete koyduğunuz çöp. En mahrem atığınızdan, en pis atığınıza kadar yollarda göz göze gelmektedir insanlarla. Hiç düşündünüz mü böyle bir evde yaşamak size ne hissettirir? Peki, ya bu çöpleri toplayan siz olsaydınız ne söylerdiniz bunları yapanlara?

Peki, siz elinizden attığınız veya vakitsiz çıkardığınız veya poşetleme zahmetinde bile bulunmadığınız bu çöplerin halka eza olduğunu ve bu konuda Peygamberimiz (s.a.v.)’in çok kızdığını hiç düşündünüz mü?

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir gün sahabelerine: “Lânete uğramışlardan olmaktan sakının.” buyurdu. Bunun üzerine Ashab: “Bunlar kimdir. Ya Resûlullah?” diye sorunca, Peygamberimiz: “Halkın gelip geçtiği yolu ve gölgelendikleri yerleri kirletenlerdir.” buyurdu. Halkın gelip geçtiği ortak kullanım alanı olan yerleri kirletenler lanetlenmekteler. Lanetlenenlerden olmak ister misiniz, hiç düşündünüz mü?

“Allah pak ve naziftir, paklık, temizlik ve nezafeti sever. Kerim ve cömerttir, kerim ve cömertliği sever. Öyle ise avlularınızı ve boş sahalarınızı temiz tutun. Çöplerini evlerinde tutan Yahudilere benzemeyin.” diyen bir Peygamberin ümmeti olarak temiz olmak zorundayız. İnsanların gelip geçtiği yolları, oturup kalktıkları ve dinlendikleri yerleri kirleterek başkalarının rahatsız etmek İslâm ahlâkı ile bağdaşmaz. Müslüman diğer insanları rahatsız eden davranışlarda bulunmaz, bulunmamalıdır.

Bu gün nispeten azalmış da olsa yine de zaman zaman yollara tüküren, sümküren insanlara rastlamaktayız. Sümkürüp yere, eliyle burnunu silip, ya duraklardaki direklere, ya elektrik direklerine, ya duvarlara yahut parklardaki oturaklara, banklara ellerini güya silip kurulayanları görmek midemizi bulandırır. Peki, o pis ellerini tuttuğu veya sürdüğü yeri biraz sonra ister istemez tutan, oturan, dayanan insanlara geçireceği hastalıklar yok mudur o insanın?. Ya balgamlarını sokağa atanlar? Başkalarından saygı bekleyen bu insanlar acaba saygı görmek için ne yapmaktalar? Peygamberimiz (s.a.v.)’in şu hadisini bilmekteler mi acaba? Ya da bilseler böyle yaparlar mı acaba, hiç düşündünüz mü?

Hz. Peygamber: “Ümmetimin iyi ve kötü bütün amelleri bana gösterildi. İyi amelleri arasında yoldan atılmış olan ezâyı da gördüm. Kötü amelleri arasında ise (herkesin gözüne çarpan) yere gömülmemiş tükürük de vardı.” buyurmuştur.

Bir kimse yerlere, sokaklara tükürüp sümkürdü mü ne olur bilir misiniz? Bir kere bu yollar ve yerler, bütün bir memleket halkının ortak malıdır. Umum milletin malına ve hakkına tecavüz edip, tükürmeye elbette bizde hak ve salahiyet yoktur. Yerlere ve yollara tükürmenin cezası o kadar büyüktür ki bu yer ve yolların sahibi o şahsiyeti maneviyyenin yüzüne tükürmek demektir. Bil ki bu halkın içinde kendimiz de varız. Herkesin yüzüne tükürmek kendi yüzüne tükürmek değil midir? Kendi yüzüne tüküren kimse, elbette akıllı ve kâmil sayılamaz.

 Görülüyor ki bir insanın yere tükürmesi bütün insanlığı ve bütün kâinatı ilgilendirmektedir.

Hiç düşündünüz mü Peygamberimiz (s.a.v.), bir hadisinde: “Yolda insana eza veren, onu iğrendiren bir şeyi bulunduğu yerden kaldırmak imandan sayılır.” diye buyurduğunu? Hiç düşündünüz mü bir Müslüman olarak kendimiz insanlara eza veren hareketten kaçındığımız gibi, başkasının yaptığı bir ezayı da ortadan kaldırmakla sorumlu olduğumuzu?

Bir Müslüman geçtiği yerden belli olur. Aslan da yatağından. Geçtiğiniz yerleri ne kadar temiz tutarsanız o kadar imanınız kuvvetli demektir. Çünkü “Temizlik imanın yarısıdır” buyuruyor yüce Peygamberimiz (s.a.v.). İmanla temizliği eş tutan bir dinin mensubu olduğunuzu hiç düşündünüz mü?

Acaba tabiatı kirletip, insanlara sıkıntı verecek hal ve hareketlerde bulunan bazı bencil kişiler çevrelerini kirleterek; “Biz böyle yaşamak istiyoruz.” mesajını mı iletmektedirler. Sahiden pislikten rahatsız olmayan var mıdır acaba bu dünyada hiç düşündünüz mü?

Peki, Hiç düşündünüz mü doğaya attığımız çöplerin kaç yılda yok olduklarını? Dedelerimizden aldığımız bu emaneti nasıl bulduk, çocuklarımıza nasıl bırakmaktayız hiç düşündünüz mü?

 

Bu yazı toplam 68342 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum