ATAMIZI SAYGI SEVGİ VE ÖZLEMLE ANDIK...

ATAMIZI SAYGI SEVGİ VE ÖZLEMLE ANDIK...

Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Ulu Önder ATATÜRK’ü vefatının 80. Yıldönümü’nde Saygı, minnet ve özlemle andık.

Şuayip YAMAN

 

Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ölümünün 80. Yıldönümü’nde tüm yurtta olduğu gibi ilçemizde de yapılan törenlerle anıldı.

 

Sunuculuğunu Yunus Emre Anadolu Lisesi Türk Dili Edebiyatı Öğretmeni Mustafa Enes Akgümüş’ün yaptığı İlçemizdeki ilk tören Atatürk Parkı’nda yapıldı.

 

İlçe Kaymakamı Uğur Sezer ve İlçe Belediye Başkanı Dr. Tuncay Acehan’ın, Atatürk Anıtı'na çelenk sunumunun ardından saygı duruşunda bulunuldu.

 

Saat 09.05’te çalan siren sesi ile hayat iki dakika durdu. Siren sesiyle birlikte bayraklar yarıya indirildi. 

 

İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Atatürk Parkı’ndaki tören sona erdi.

 

Sunuculuğunu Yunus Emre Anadolu Lisesi Türk Dili ve Edebiyat Öğretmeni Gülnihal Kurtça’nın yaptığı Çubuk Halk Eğitim Merkezi Salonu’ndaki ikinci tören; Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, silah arkadaşları ve tüm şehitlerimizin manevi huzurlarında iki dakikalık saygı duruşunun ardından Yunus Emre Anadolu Lisesi Müzik Öğretmeni Kağan Altınalan yönetiminde İstiklal Marşı okundu.  

 

Çubuk Ortaokulu Sosyal Bilgiler Öğretmeni Özlem KÜLAH, Günün anlam ve önemini

belirten konuşmasında; “Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve çağdaş Türkiye’nin mimarı olan Atatürk’ü, ölümünün 80. Yıl dönümünde anmak için toplanmış bulunmaktayız.

          

Atatürk’ü anlatmak zor ve uzmanlık isteyen bir iştir. Çünkü o yeryüzüne bir insan olarak gelmiş, bir cihan olarak gitmiştir.

        

Umuttur Atatürk, karda açan kardelene benzer.

 

Sevinçtir Atatürk, bayramlık giyen çocuğa benzer.

 

Hüzündür Atatürk, anadan ayrılan bebeğe benzer.

 

Evet, Atam, yine içimiz hüzün dolu, gözlerimiz hep seni arar. Bu nasıl bir ayrılık ki herkes seni özler, seni bekler.

 

Senin yerin bambaşka. Sen ne yüce lidersin ki tüm dünyanın gönlünde taht kurdun. Sen hiç korkmadın ölümden. Çanakkale’de, Süveyş’te, Kurtuluş Savaşı’nda destanlar yazdın.

 

Kısacık ömrüne; kitaplara sığmayan destanlar, zaferler, inkılâplar sığdırdın.

 

Mustafa Kemal’in çocukları, unutmayın ki o ölmedi zihnimizde ve kalbimizde her zaman yaşamaya devam edecek.

 

Biz biliyoruz ve tüm kalbimizle inanıyoruz ki Mustafa Kemaller tükenmez.

 

Burada sözlerime son verirken, Atamızın en büyük emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti’ne her zaman ve her şartta sahip çıkacağımıza söz veriyoruz. Onu bir kez daha rahmet, minnet ve özlemle anıyoruz.

 

Sözlerime Atatürk’ün şu vecizesiyle son veriyorum.

 

“Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır; fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”

 

Çubuk Ortaokulu Türkçe Öğretmeni Uğur Biçer yönetiminde hazırlanan “Atatürk” adlı gösterinin sunumu yapıldı.

 

Yunus Emre Anadolu Lisesi öğrencilerinden Şura Demirci,  sine vizyon gösterisi eşliğinde ‘Atatürk’ün Hayatı’nı sunumunu yaptı.

 

Çubuk Ortaokulu öğrencilerinden Beyza ÇELEBİ, “Bir Resim Yap” adlı şiiri seslendirdi.

 

Müzik Öğretmeni Kağan Altınalan yönetiminde hazırlanan Yunus Emre Anadolu Lisesi Okul Korosu’nun, “Atatürk’ün Sevdiği Türküleri” seslendirmesinin ardından anma programı sona erdi.

 

Yunus Emre Anadolu Lisesi Türk Dili ve Edebiyat Öğretmeni Gülnihal Kurtça; Program akışında Atatürk’le ilgili anı ve söylemleri aşağıdaki şekilde dile getirdi. 

 

Bugün, kahraman ulusumuzun büyük önderi ve Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK’ün sonsuzluğa intikalinin 80. yıldönümü. Onun 10 Kasım 1938 sabahı sona eren maddi hayatı, şimdi yüreklerimizde ve akıllarımızda birer Mustafa Kemal ideali olarak yaşıyor. “Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kâfidir.” diyen o Türk büyüğünü, Mustafa Kemal ATATÜRK’ü, anmak için buradayız.

 

*****

 

İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal… İkinci Mustafa Kemal, onu “ben” kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur!

 

*****

 

“Milletin bağrından temiz bir nesil yetişiyor. Bu eseri, Cumhuriyeti,  ona bırakacağım için gözüm arkada olmayacak.”  diyor Atatürk.

*****

 

Sırtından üniformayı çıkarıp sivil hayata geçince okumaya ayırdığı zamanı daha da artırmıştır. Atatürk’ün hizmetinde bulunanlardan Cemal Granada, Atatürk’le Vasıf Çınar arasında geçen bir konuşmayı anlatırken, ondaki okuma alışkanlığının çocukluk yaşlarında oluştuğunu belirler ve şöyle der:

 

“Atatürk’ün elinden boş zamanlarında tarihle ilgili kitapların düşmediğini hatırlarım. Bir gün yine Atatürk, tarihle ilgili kalın bir kitap okuyordu. Öylesine dalmıştı ki çevresini görecek hâli yoktu.

 

Bir sürü yurt meselesi dururken devlet başkanının kendini tarihe vermesi Vasıf Çınar’ın biraz canını sıkmış olmalı ki Atatürk’e şöyle dediğini duydum,

 

- Paşam!.. Tarihle uğraşıp kafanı yorma... 19 Mayıs’ta kitap okuyarak mı Samsun’a çıktın? 

 

Atatürk, Vasıf Çınar’ın bu çok samimi yakınmasına gülümseyerek şöyle karşılık verdi:

 -Ben çocukken fakirdim. İki kuruş elime geçince bunun bir kuruşunu kitaba verirdim. Eğer böyle olmasaydım, bu yaptıklarımın hiç birisini yapamazdım.

 

*****

“Gençler, cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyet’i biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizlersiniz. ”

 

*****

1926 yılının haziran ayında İzmir’de Atatürk’e suikast hazırlığında olan bir grup yakalanmıştı. Bunun duyulması üzerine öfkelenen halk, Atatürk’ün kaldığı Naim Paşa Oteli’nin önünde toplanmış ve ona sevgisini, yanında olduğunu gösteriyordu. Bu sırada Atatürk Anadolu Ajansına verdiği demeçte şunu söylüyordu:

 

“Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. Ve Türk milleti emniyet ve saadetini, zamin (ödeyen, kefil) prensiplerle medeniyet yolunda tereddütsüz yürümeye devam edecektir.”

100_7856-tile.jpg100_7856-tile.jpg

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.