Erdem Yazaroğlu

Erdem Yazaroğlu

TUT DİLİNİ, KORU HALİNİ!

Hoş geldin sevgili ortağım!

Kötü ahlâklı bir adam, bir Allah dostunun ziyaretine giderdi. Yemeğini yer, sohbetinde bulunur, sonra onu gıybet ederdi. Allah dostu, bu zat yanına geldiğinde ayağa kalkar, hiç kimseye göstermediği ilgi ve alâkayı, bu adama gösterirdi:

Hoş geldin sevgili ortağım! diyerek başköşeye oturtur, izzet ve ikramda bulunurdu.

Kötü ahlâklı adam, Allah dostunun sohbetlerinden etkilenip, yaptığı işten pişman oldu. Tövbe edip, gıybetten vazgeçti. Yine Allah dostunun ziyaretine gidiyor, sohbetlerini dinliyordu. Ama gördüğü ilgi ve alâka kesilmişti. Allah dostu ona iltifat etmiyor, yüzüne bile bakmıyordu.

Gıybetçi ve kötü ahlâklı adam, bir gün Allah dostuna sordu:

–Efendim, sizde biliyorsunuz ki ben hem ekmeğinizi yer hem de arkanızdan ileri-geri konuşurdum. Şimdi tövbekâr oldum. Gerçekten yaptıklarımdan pişmanım. Eskiden bana gösterdiğiniz ilgi ve alâkayı, şimdi göstermiyorsunuz. Bunun hikmeti nedir?

Allah dostu cevap verdi:

–Evlâdım! Sen önceden bizim için çalışıyordun. Namaz kılıyor, ibadet ediyor ve çeşitli güzel ameller işliyordun. Ama bir yandan da bizim gıybetimizi yapıyordun. Gıybet yaptığın sürece bütün güzel amellerin, bizim hesabımıza geçiyordu. Sevaplarını bu kadar cömertçe bağışlayan biri, tabi ki iltifatı ve ilgiyi hak eder. O yüzden sana “sevgili ortağım!” diye hitap ediyordum, ilgi ve alaka gösteriyordum. Ama şimdi gıybetten vazgeçtin. Tamamen kendi hesabına çalışıyorsun. Sevaplarını bize kaptırmıyorsun. O yüzdende ortaklık bitmiştir. Eskiden gördüğün ilgi ve alakanın kesilmesinin tek nedeni, gıybeti bırakmış olmandır.

Altı Tabak Yemeği Midende Tuttun da…

 Boşboğaz bir adam bir Allah dostunun yanına gelerek, ona birisinin kendisi hakkında yaptığı dedikoduyu iletti. Allah dostunun bu sözlere canı sıkıldı, sözü getiren adama sordu:

–Evlâdım, o meclise niçin gitmiştin?

–Efendim, yemek daveti için gitmiştim.

–Pekiyi, orada ne tür yemekler yedin?

Adam yediği altı tabak yemeği sırasıyla anlattı…

Allah dostu:

–Evlâdım, altı tabak yemeği midende tuttun da bir cümleyi mi tutamadın. O adam, bana uzaktan bir ok atmış. Attığı ok, bana ulaşmadan yere düşmüş. Sen ise oku alıp getirdin ve kalbimin üzerine sapladın diyerek bu dedikoducu adama mükemmel bir ders verdi.

Kâfirler Senin Elinden Eminken…

Büyük âlimlerden Süfyan bin Uyeyne bir gün bakar ki adamın biri oturmuş bir meclise, yanına toplamış insanları, onun bunun gıybetini yapıp duruyor. Süfyan bin Uyeyne sorar:

–Hiç doğuda kâfirlerle cihad ettin mi?

Adam:

Hayır! der.

–Peki, hiç batıda kâfirlerle cihad ettin mi?

Adam yine:

Hayır! der.

 Hane-i saadetimde ibadet-i taatla meşguldüm.

Bunun üzerine İmam Süfyan bin Uyeyne der ki:

Desene doğudaki ve batıdaki bütün kâfirler, senin elinden emin. Bari biraz sus da Mü’min’ler de senin dilinden emin olsunlar.”

Seyis Ve Profesör!

Bir profesör, alanıyla ilgili konferans vermek üzere konferans salonuna gelir. Konferans salonunda sadece bir kişi vardır. Profesörün canı sıkılır ve adama sorar:

-Sence bu konferansı vermeli miyim?

-Adam:

-Efendim ben bu işlerden anlamam. Ben bir basit bir at bakıcısıyım. Ahırda bir at olsa da yemlemeye devam ederdim.

Bu cevap profesörün hoşuna gider ve uzun bir konferans verir. Konferans bitince (faltaşı gibi açılmış gözlerle) kendini dinleyen seyise sorar:

-Nasıl konferansımı beğendin mi?

-Seyis:

-Efendim, biraz öncede söylediğim gibi ben basit bir at bakıcısıyım. Evet, ahırda tek bir at olsa da yemlemeye devam ederdim. Lâkin samanlıktaki bütün yemleri tek ata verip, onu çatlatmazdım!

ÇIKARABİLECEĞİMİZ MUHTEMEL DERSLER:

–Yapmamamız gerekenleri yapmamız, yapmamız gerekenleri yapmamamızdan daha önceliklidir. İçmediğin bir ilâcı geçte olsa içebilirsin, ama içmemen gereken bir ilâcı içersen muhtemelen ölürsün!

–Kul hakları, Allah haklarından önceliklidir. Çünkü, Cenab-ı Hak dilerse kendi haklarını affedebilir. Ama kul haklarını ödemeyenlerin, kulakları çok fena çekilecektir!

-Gıybet, din kardeşini gıyabında hoşlanmayacağı şekilde anmandır. Bu gıybettir. Onda olmayan şeylerle anman ise zaten iftiradır!

-Bazı davranışlar kardeştir. Biri mutlaka diğerini çağırır: Suizan, gıybet, iftira, dedikodu, laf taşıyıcılığı vb.

-Az sözle, çok mana ifade etmek, Hikmettir. Çok konuşmak bir hüner değildir ve sahibini itici yapar! Hikmetlerle dolu Veda Hutbesinin süresi, 10 dakikadır. 

-Eskimez deyimle, usul bilmeden vâsıl olunmaz. Yani metot bilmeden, hedefe varılmaz.  İletişim metotlarını bilmeden konuşanlar, çok çam devirirler! 

–Haramları bir havuzun deliklerine, Farzları da bu delikleri olan havuzu doldurmaya benzetirsek, bu havuz asla dolmayacaktır. Çünkü, delikleri olan havuz dolmaz. İsterse zerre kadar olsun her çeşit kul hakkı, sahiplerinden alınacaktır. Öyle ki hak sahipleri haklarını almadan, borçlular (mahşer günü) yerinden kımıldayamaz. Hatta kişi, binlerce hayır ve hasenatla, ibadet ve iyiliklerle gelir. Ama alacaklılar birer, birer gelip hakkını aldıktan sonra, sevapları biter. Ödemeye sevabı kalmayınca, alacaklıların günahları boynuna yükletilir. İşte gerçek Müflis budur.

Dünyada iken:

–Sen bana burada bulguru ver, ben sana orada pirinci veririm diyerek kul hakkını hafife alanların kulakları çınlasın! Başkalarının emeğini, alın terini, zamanını, sömürenlerin kulakları çınlasın! Borcunu ödeme imkânı olduğu halde, bile bile geciktirip, alacaklı tarafı ve ondan alacaklı olanları, zarara uğratanların kulakları çınlasın! Gücüne ve kuvvetine güvenerek mazlum insanları sömüren Zalim-i Ednaların, kulakları çınlasın ve ateşleri bol olsun!

-Her susanı âlim sanmayasın. Bilesin ki, cahilin sükûtu cehlinden, Âlimin sükûtu hikmetindendir. Cahil konuştuğu zaman sükutunun cehlinden olduğu, Âlim konuştuğu zaman sükutunun hikmetinden olduğu anlaşılır.

-Küp içinde ne varsa onu dışarıya sızdırır. Dilden dökülenler, kalpten taşanlardır.

-“Kim bana, iki çene ve apış arası mevzuunda söz verir kefil olursa, ben de ona Cennet için kefil olurum.” (s.a.v) (Buhârî, Rikak 23).

-Kim Allah’a ve Ahiret gününe iman ediyorsa, ya hayır söylesin ya sussun (s.a.v) (Buhârî, Edeb, 31, 85; Müslim, Îmân, 74, 75).

Bu yazı toplam 4531 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
33 Yorum