
Erdem Yazaroğlu
RUHLARIMIZI DİNLENDİRELİM-3
RUHLARIMIZI DİNLENDİRELİM-3
1-Allah’a ve ahiret gününe iman eden hiçbir topluluğun, babaları, oğulları, kardeşleri yahut kendi soy sopları olsalar bile, Allah’a ve peygamberine düşman olan kimselere sevgi beslediğini göremezsin. İşte Allah onların kalplerine imanı yazmış ve onları kendi katından bir ruh ile desteklemiştir. Onları, içlerinden ırmaklar akan ve içlerinde ebedî kalacakları cennetlere sokacaktır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. İşte onlar, Allah’ın tarafında olanlardır. İyi bilin ki, Allah’ın tarafında olanlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.” (Mücadele Suresi. 22)
2-Küçük bir damla,
Büyük bir adamla, konuşuyordu:
-A damla!
Sen yıllar önce benim gibi bir damlaydın,
Ne çabuk büyüdün de adam oldun
a damla?
3-İnsan; Allah nasıl olsa affeder diye günah işlemez.
İşlediği günahtan; nasıl olsa Allah affeder diye çıkmaya çalışır.
İnsan nasıl olsa çıkarım diye bataklığa girmez. Ama hasbelkader ayağı sürçmüş ve düşmüş ise, kurtulmak için çırpınır. İnsan nasıl olsa söndürürüm diye evinde yangın çıkarmaz. Ama yangın çıkmışsa söndürmeye çalışır.
4-İnsan hayat için lazım olan şeylerin hayatın kendisi olmadığını anlamalıdır. Araçları amaç haline getirmek, samanı ideali haline getiren ineğe yakışır.
5-Kerpiç evlerde yaşadılar, basit yemekler yediler, basit kıyafetleri tercih ettiler. Ama çok mutluydular. Bu yüzden yaşadıkları çağa Asr-ı Saadet (mutluluk çağı) denildi. Sonradan gelen çağlar; atom çağı, dijital çağ, uzay çağı gibi çağlar oldu. Ama mutluluğu yakalayamadılar. İsimlerinde büyük iddialar barındıran bu çağlara aslında buhranlar çağı desek mübalağa etmiş olmayız.
6- “İnkâr edenlerin diyar, diyar gezip refah içinde dolaşması sakın seni aldatmasın; az bir faydalanmadan sonra onların varacakları yer cehennemdir. O ne kötü duraktır!..”
Ali İmran Suresi. 196-197
7-Ölümlü bir insan, ölümlü bir insanın nasıl olurda, hayatının anlamı ve gayesi haline gelebilir? Ölümlü bir insan, ölümlü bir insana nasıl olurda, “ben sensiz bir hiçim” der?
Allah’ı olmayan insan hiçtir. Allah’a inanan bir insan, böyle zehirli bir cümle söylemekten Allah’a sığınır. Çünkü, insan bir hiç iken Allah onu yaratmış ve hayat vermiştir. Allah insanları hiçlikten kurtarandır.
8-Türbülansa giren uçakla, trans haline giren insanı büyük bir tehlike beklemektedir. Uçak türbülanstan çıkamazsa yere çakılabilir. İnsan da trans halinden kurtulamazsa taşkın duyguları onu uç noktalara savurur, hayatını helâk eder.
9-Asıl musibet, dinine gelen musibettir.
Dinini yaşama aşk ve şevkini kaybetme musibetidir.
10-“Dar geçitlere sürülen sığırlar gibi, tezeğe konan sinekler gibi,
Cengi attın dünyaya daldın.” Cahit Zarifoğlu
11-Kimleri sevdiğimize dikkat edelim.
Gönlümüz mahalli imandır. Maneviyatın sarayıdır.
Saraya herkes alınmaz. Bir Laz atasözü şöyle der:
-Yol cidenündür, arkasundan ağluyamam,
Gönlüm ahır değildir, her öküzü bağluyamam.
12-Hz. Yusuf (a) en mutlu anında neden vefatını istedi?
- “Rabbim beni Müslüman olarak vefat ettir ve salihler arasına kat” diye dua etti. (Yusuf suresi. Ayet 101)
Demek ki kabrin arkasında bu dünya sultanlığından daha büyük bir sultanlık vardır ki, Hz. Yusuf gibi bir Peygamber Mısır Aziziyken vefatını istedi ve vefat etti.
13-Hz. Halid (r.a) sekarat döşeğinde yatarken kılıcına dayanarak ayağa kalkmış ve ölümü ayakta karşılamak istemiştir. Son sözleri de şöyledir:
-Girdiğim bütün harplerde şehadeti kovaladım. Vücudumda ok değmedik, kılıç kesmedik yer kalmadı. Ama şehitlik bana nasip olmadı. Korkaklar dünyada rahat yüzü görmesin. Yatağımda develer gibi ölüyorum”
14-Can çekişirken, çok çekmek istemezsen,
Canının çok çektiği her şeyden çok çekin!
15-Dünyaya bir daha mı geleceğiz diyerek her türlü harama bulaşanlara söyleyin, Ahirete iki defa mı gideceğiz? (Ladikli Ahmet Ağa)
16-Cebinizdeki çoklukla,
Şerefinizdeki yokluğu ödeyemezsiniz!
17-Akrebin öyle bir zehri var ki, beyin kanseri bağırsak iltihabı ilik kanseri vb. hastalıkların tedavisinde kullanılıyor. Eğer akrep olmasa onun zehri yerine bu hastalıkların tedavisi için kullanılabilecek bir ilaç yok. Ve zehirden elde edilen bu sıvının litre fiyatı ise tam on milyon dolar. Dünyanın en pahalı sıvısı. Onca kimyagerin mevcut onca donanımla üretemediği sıvıyı akrep iğnesinin ucuna yerleştiren Allah’a şükürler olsun.
18-Gölgeyi güneşe tercih edipte,
Cenneti, Cehenneme tercih etmeyene, akıllı denebilir mi?
(Ahmed Bin Harb)
19-İnsan cisminin küçüklüğüne bakıp ta günahlarını küçümsememelidir.
O günahı kime karşı işlediğini düşünüp titremelidir!
20-Eşeğin yolun en kestirmesini bulduğu bir dünyada, o eşeğe binen insanın yolunu keybetmesi (istikametini bulamaması) ne hazindir.
21-Kemik gibi odunların; çürüdükten sonra yeşerdiğini görüp inanıyorsun da,
Odun gibi kemiklerin çürüdükten sonra yeniden dirileceğine neden inanmıyorsun?
22-Cebrail’in (a.s.m) kendilerine vahiy getirdiği Peygamberlerin; kimisi çiftçi, kimisi marangoz, kimisi de demirciydi. Vahiy de saraylara değil, mağaraya inmiştir. Ey bir damla sudan yaratıldığını unutan kibir abideleri! Bundan hala ders almayacakmısınız?
23-Bazı insanlar göz uykusundan uyanır fakat kalp uykusuna kaldığı yerden devam ederler. Asıl uykuda olanlar bunlardır. Göz uykusunda olanları ufak bir dokunuşla uyandırabilirsin. Ama kalp uykusunda olanları ancak ölünce uyanırlar. Ölümün kalp uykusundan uyandıramadığı insan yoktur. Lâkin, kalp uykusundan ölümle uyanmak çaresiz bir pişmanlığa uyanmaktır.
24-Allahu Teala balık için her türlü rızkı, denizde tanzim etmiştir. Fakat o dışarıdan atılan oltadaki bir yeme sevdalanır. Balık, koca bir kancayı görmezde, kancanın ucundaki küçücük bir solucana ram olur. Onu alayım derken hayatından olur. Bir solucan için kocaman bir deryayı ve o derya içindeki hayatını feda eder.
İnsanın hali de kancadaki solucana takılan balığa benzer. Her günah insan için kancadaki solucan gibidir. İnsan helal daireye kanaat etmez, kancadaki solucanı alayım derken, derya misali sonsuz cenneti ve onun içindeki hayatını kaybeder, bir solucan için. Ne garip değil mi?
Balık bir solucan için,
Balık hafızalı insanda, solduran canlar için,
Hayatını kaybeder. Ne garip değil mi?
25-Kur’an-ı Kerim helâk olan kavimlerin akıbetlerinden uzun, uzun bahseder. Niçin?
Onlar ilahi ikazdan ders almadılar, enkaz haline geldiler.
İbret almadıkları için, ibret oldular. Çünkü geçmişten ibret almayanlar, ibretlik olurlar.
Sizde ibret almazsanız, ibret olursunuz diye.
26-Namazda birlikte saf tutan insanlar, birlikte saf tuttukları Mü’min kardeşinin acıları karşısında saf tutmuyorlarsa, acıları karşısında yalnız bırakılan Mü’min, saf dışı edilmiş demektir. Saflarda olmasına rağmen saf dışıdır o. Ağaç direkler yan yana dikilince cemaat olmazlar, odun yığınları olurlar.
Acıları sevinçleri paylaşmayan insanlarda yan, yana geldiler diye cemaat olmazlar, insan yığınları olurlar.
Evet, ormandaki ağaçlarda çok kalabalık bir cemaattir ama yanan arkadaşına yardım edemezler, sadece seyrederler!
27-Şunu iyi bil ki açlık, ilâçların padişahıdır. Güçlü kuvvetli Aslanlar gibi olsunlar da nefislerini yensinler diye açlık Allah’ın has kullarına ihsan edilmiştir. Böyle bir rızık senin gibi bir dilenciye hiç nasip olur mu? Boş yere üzülme; sen, o üstün varlıklardan değilsin ki bu mutfakta ekmeksiz kalasın. Halbuki Allah ancak has kullarını açlıkla imtihan eder! Açlık onları besler.” (Mevlana/Mesnevi 3. Cilt)
28-Musa tayin ettiğimiz vakitte kavminden yetmiş adam seçti. Onları o müthiş deprem yakalayınca Musa dedi ki: «Ey Rabbim! Dileseydin onları da beni de daha önce helâk ederdin. İçimizden birtakım beyinsizlerin işlediği (günah) yüzünden hepimizi helâk edecek misin? Bu iş, senin imtihanından başka bir şey değildir. Onunla dilediğini saptırırsın, dilediğini de doğru yola iletirsin. Sen bizim sahibimizsin, bizi bağışla ve bize acı! Sen bağışlayanların en iyisisin!
(A'râf Suresi.155. Ayet)
29-Üç günlük seyahat için bavullarını tıka-basa dolduran insanın,
ebedi seyahat için de amel defterini salih amellerle tıka- basa doldurması gerekmez mi?
Yeniliklere ayak uyduracağım diye bütün eşyalarını teker, teker yenileyen insanın, gönlünü de sık, sık tövbe istiğfarla ve salih amellerle yenilemesi gerekmez mi? Müslüman kalıbını yenilerken, karakterini eskitmeyen insandır.
30-Allah katında ki değerini öğrenmek istiyorsan,
Allah’ın senin katındaki değerine bak!
31-Kur’an kendisiyle amel edinmek için indirildi.
Ama insanlar onu okumayı amel edindiler.
32-Kızım! Allahtan nefsini satın almaya bak, yoksa senin içinde Ahirette bir şey yapamam. (s.a.v)
33-Adınızı; “Müslümanlar” olarak koyan Allah’tır. (Hac Suresi: 78)
34-Allah'ın Kâinatın Pîri olarak yarattığı insanın,
Cehennemin kiri olarak dünyadan ayrılması ne hazindir!
Masum bir bebek olarak dünyaya gelen insanın,
Bir cehennem kütüğü olarak dünyadan ayrılması ne hazindir!
35-En etkili terapi, hayat terapisidir. Hayat insanı öyle sıkıştırır ki, artık değişmekten başka bir çare kalmaz. Hayat terapisi: yaşadığımız en acılı olaylarla gerçekleşir. (Mustafa Ulusoy)
36-Doğrular her çağda çağdaştır da, Her çağ doğrularla çağdaş mıdır? (Selahattin Şimşek)
37-Apartmanın ikinci katından düşen bir çocuğun imdadına hemen koşan insanlar, hayvandan daha aşağı düşenleri kurtarmak için neden gayret göstermiyorlar?
Şefkat duygularını mı kaybettiler; yoksa bu duyguyu kullanmasını mı bilmiyorlar?
38-Fıtrat boşluk kabul etmez. Sen kendini Hak’la meşgul etmezsen, batıl seni istila eder.
Kalp adı üstünde sürekli değişen, dönen demektir.
Beslersen nadide güller yetişir.
Yok ihmal edersen, anında ısırgan otları peydah oluverir.”
39-Duyguların her birinin yönünü Allah’a çevirmek ve cennet sermayesi yapmak,
insanın elinde olan bir şeydir:
-Şehveti iffet dairesinde,
-Aklı hikmet dairesinde,
-Cesareti şecaat dairesinde,
-İnadı takva ve ibadet dairesinde kullanarak cennet sermayesi yapabiliriz.
Diğer duygular bu şekilde kıyas edilebilir.
40-Sarmaşık bir sopaya tutundu mu uzar gider. İnsanda bir günaha sımsıkı sarılırsa günah sarmaşığı olur. Cehenneme doğru uzar gider. Maazallah.
41-Birlikte oturduğunuz dostlarınızın en hayırlısı, görünüşüyle size Allah’ı hatırlatan, sohbetiyle sizin güzel amellerinizi arttıran, salih ameliyle güzel fiil ve davranışlarıyla size ahireti hatırlatan kimsedir. (s.a.v)
42-Sirklerde ki şebeklerle,
Şirk şebekleri arasında müthiş bir benzerlik vardır.
Her ikisi de algılara taparlar.
Algılar karşısında elde edecekleri menfaat, olmazsa olmazlarıdır.
43-Allah’ım! Yaşamayı benim için her türlü iyiliği artırma vesilesi yap. Ölümü de benim için her türlü kötülükten kurtuluş sebebi yap!” ( s.a.v)
44- "Bunu bilesin ki, ey amca!
Güneş'i sağ elime, Ay'ı da sol elime verseler, ben yine bu dinden, bu tebliğden vazgeçmem. Ya Allah, bu dini hâkim kılar, yahut ben bu uğurda canımı veririm.
Peygamber Efendimiz Ahmed-i Mahmud-u Muhmammed Mustafa (s.a.v)
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.