Erdem Yazaroğlu

Erdem Yazaroğlu

MÜSLÜMAN YE'SE KAPILMA!

Müslüman Ye'se Kapılma! 

Gün olur yeryüzünde; topyekün bütün işlerin fenâya doğru gittiğini, hayır duygusunun cemiyetlere veda ettiğini,

Meşrû fiillerin, beğenilmiş işlerin terk edildiğini, doğru yolun kapatıldığını, sapıklığın teşvik gördüğünü, revaç bulduğunu...

Adaletin gizli, cevrin, eziyetin açık, ilmin terk edilmiş, cehaletin istenen bir meta’ haline geldiğini, dostluğun zayıf, düşmanlığın kavî olduğunu görürsün.

Sen Allah’a (cc) bağlan...

Sakın, ye’se, ümitsizliğe kapılma!

Gün olur; belki bu imkân âleminde muhterem insanların, zan altında, incitilmiş, hasta edilmiş ve inim inim inletilmiş olduklarını, şerirlerin ise, bilakis zevkleriyle meşgul memnun ve itibar gördüklerini; hile ve istibdadın uyanık, vefa ve hürriyetin uykuda, yalanın tesirli bir güç, rüşvetin yoldan saptırıcı, doğruluğun terk edilmiş, esnafın reddedilmiş olduğunu görürsün...

Sen Kur’an’a sarıl!

Sakın, ye’se kapılma!

Gün olur; belki de bu fânî âlemde hakkın hezimete uğramış, bâtılın zafer kazanmış, hırsın galip, kanaatın mağlub, âlimin nasipsiz, edibin mübtezel, hak sahibi ve mazlumların zelil, haksız ve zâlimlerin azîz olduğunu görürsün.

Sen Peygamber’e (sas) tâbi ol!

Sakın, ye’se kapılma!

Gün olur, bu ihtimaller diyarında; akıllıların deli sayıldığını, türlü işkencelere tâbî tutulduklarını; gün olur; binlerce sehpanın zulmü teyid ettiğini, gün olur; takvanın ma’dum (idama mahkum edilmiş), putların ma’bud, kalplerin imansız, dillerin Kur’an’sız olduğunu görürsün.

Sen imanlı ol!

Sakın ye’se kapılma!

Gün olur; O korkunç ve kıpkızıl diyarda; nasipsiz ve nesepsizlerin, zalim ve hain kindarların, ahmak ve fâsık riyakârların, işte ve fikirde bunlarla birlikte olan fâcir (günahkâr) hissedarların, namütenahi hazineleri bir anda inkâr ve iptal eyleyen câni günahkârların, bâtılın savunucusu yaygaracı dellalların insanlığı; barış ve sükundan, hak ve hürriyetten mahrum etmek için milyonlarca cana ve mala kıydıklarını ve malûm olan bu hallerinin yükselmekte olduğunu duyarsın...

Sen Peygamber’i (s.a.s) örnek bil!

Sakın ye’se kapılma!

Gün olur; Gene bazı maddeci diyarlarda ilim için leke olan sahte münevverlerin, görgüden habersiz kozmopolit cahillerin, fobilere müptela materyalist ekollerin hayâdan, edepten, iffet ve ismetten mahrum ve bîbehre putlaşmış cansızların, tağutperest muzahrefatın, dünya fikir âlemini karmakarışık ettiklerini; sineleri levse, pisliklere, toplumları nifaka ve ihtilâfa sürüklediklerini görürsün...

Sen âyet ve hadisten ilham al!

Sakın ye’se kapılma Müslüman!..

Senin Arş’a çıkan şekvanı, cihanı titreten hıçkırıklarını, mazlum ve mükedder gönlünü asırlardır gülmeyen yüzünü, Ehadiyyete yönelttiğin niyazlarını, dinin, vatanın ve milletin için çarpan mübarek kalbini Rabbi Müteâl Hazretleri görmüyor ve duymuyor mu sanıyorsun?

Allah’ımız (cc) Alîm’dir, Habîr’dir, Semi’dir, Basir’dir, Allah Mü’minler’in yardımcısıdır. Onları zulmetten nura çıkarır. Sen müsterih ol! Rabbimiz, Allah’ımız Müslümanları meyus etmeyecek ve mutlaka sevindirecektir. Ve bir anda Mü’minlere lütfuyla tecelli edecek, Zâtına (cc) düşman olanları kahrıyla helâk eyleyecektir. Yeter ki sen, Allah’a bağlan, gayene ulaşmana kolaylık versin. Kur’an’a sarılmazsan eğer, ye’se düşersin.

Tey’id edecek el, evet, elbette seni Hak’tır.

Bâtıl yıkılıp hâk ile yeksan olacaktır.

Dr. Ali Kemal Belviranlı

Kâselîsler ve Fikir Fahişeleri!..

Üstad Cemil Meriç merhum Jurnal isimli eserinde Kâselîs diye bir kelime kullanıyor, iki yüzlü ve tutarsız insanlar için. Anlamı: Çanak yalayıcı ve dalkavuk demek.

Üstad Necip Fazıl Muhasebe şiirinde fikir fahişesi diye bir kavram kullanıyor, gerçeği bile bile inkâr edenler için.

Fikrin ne fahişesi oldum, ne zamparası!
Bir vicdanın, bilemem, kaçtır hava parası?

Şimdi durup dururken ben bunları niye söyledim? Birazdan açıklayacağım…

Gargat suratlı, lânetli kavim fosfor bombalarıyla bebekleri kavurarak katlediyor. Hastahaneleri içindeki ağır yaralılarla birlikte bombalıyor, yakıyor, yok ediyor. Bütün dünyanın gözleri önünde bir halk soykırıma tabi tutuluyor.

Lânetli kavmin muhipleri her zaman yaptıkları gibi üç maymunu oynuyorlar.

Yer ağlıyor…Gök ağlıyor… Her şey kan ağlıyor…Kalem yazmaktan bitap düşmüş…

Lâkin…

İki tane bilim adamı kılıklı dinazor bir programa çıkmış, Filistin halkını suçluyorlar. Bu olayların sebebi olarak yakın tarihte Filistin halkının İsrail’e toprak satmasını gösteriyorlar… Bu sebeple yaşanan katliamlara müstehaklar gibi bir hava veriyorlar.

Yukarda bahsettiğim kâselîs ve fikir fahişesi kavramlarını bu bilim adamı kılıklı şarlatanlara ithaf ediyorum. Çünkü, gözümüzün içine baka, baka hem bize yalan söylüyorlar, hem mazlum Filistin halkına iftira ediyorlar. Kafası karışık okurlarımıza Prf. Dr. Ekrem Buğra Hocanın ilgili makalesini okumalarını öneriyorum.

Ya Rabbi!

Sana iftira eden,

Cebrail’e iftira eden,

Peygamberlere iftira eden,

Peygamberimizin (s.a.v) pak zevcelerine iftira eden,

Peygamberleri vahşice katleden,

Ekini ve nesli ifsad eden,

Yeryüzünde sürekli fitne ve fücur işleyen bu lânetli kavmi, ebediyyen zillet ve meskenetle helâk eyle. Amin

Bilerek ve isteyerek Gargat suratlı, lânet kavmi müdâfa eden kâselîslere ve fikir fahişelerine aşağıdaki şiiri hediye ediyorum...

Ah Eşeklik!

Haberdâr olmayan yerden semadan,
Kalır âzaâde ser elbet ezâdan,
Nasîbin yoktur ey âkil sefadan,
Doğar feci teessürler zekâdan.

Felekten kâm alırdın sen de bî şek,
Eğer olsaydın eşşeklerden eşşek!

Eşek bî his kalır yaksan cihanı,
Telâş etmez düşünmez în u ânı,
Tutuştursan da hatta âsumânı,
Kalır şekvâdan âzâde lisânı.

Eşşektir zevki aşkındır başından,
Ne anlar kâinatın gözyaşından.

Tokadızade ŞEKİP

NOT: Şiirin iki kıtasını aldım. Dileyenler tamamını okuyabilirler.

 

Bu yazı toplam 3774 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
24 Yorum