
Erdem Yazaroğlu
HAYAT OKULU DERSLERİ-4
1-Prof. Bir Annenin İtirafları:
“… Bir gün ders verirken anlam veremediğim bir sıkıntı içimi kapladı. Sanki gizli bir güç beni eve çekiyordu. Bu telepatik cazibeden kurtulamayacağımı anlayınca dersi yarıda kesip bölüm başkanından izin istedim. Bir taksi tutup eve gittim. İçimden bir ses:
-“Kapının zilini çalma, anahtarınla aç” diyordu. Bende öyle yaptım. Yavaşça kapıyı anahtarımla açıp içeri girdim. Evde korku verici bir sessizlik hakimdi. O telepatik güç, beni çocuk odasına çekiyordu. Kapı kapalıydı. Kapının koluna elimi uzatırken heyecandan bacaklarımın titrediğini hissettim. Kapıyı açınca gördüğün manzara karşısında donup kaldım…
Bağırmak istiyordum, ama sesim çıkmıyordu. Hizmetçi kadın, sırtını kalorifer peteğine dayamış uyuyordu. Ayakları çıplaktı. Bir ayağının parmağı çocuğumun ağzındaydı. Zavallı yavrum, kadının ayak parmağını meme yerine emiyordu! Ter damlacıkları yüzünde boncuklanmıştı.
Bu manzaraya daha fazla tahammül etmem imkansızdı. Gözlerim karardı. Daha sonrasını hatırlayamıyordum. Bayılıp yere yığılmışım…Alt katta oturan anneme haber vermişler. Beni acele bir hastaneye yetiştirmişler. Gözlerimi açtığım zaman annemi başucumda oturuyor gördüm. Boğazıma hıçkırıklar düğümlendi. Başımı annemin dizlerine koyup doyasıya ağladım…
“Bütün feministlerin canı cehenneme!” diye bağırıyordum…
Oğlum şimdi altı yaşında. Özel bir ilkokula gidiyor. Haşarımı haşarı. Ne laftan ne dayaktan anlıyor. Beni sinirlendirmekten zevk alıyor. Sinirlendiğim zaman bütün pedegoji kurallarını unutuyorum.
Belki aklınıza “kocanızla tekrar birleşmeyi denemediniz mi? sorusu gelebilir. Bu fırsatı da elden kaçırmıştım. Çünkü o evlenmiş yeniden mutlu bir yuva kurmuştu.
Başka bir erkekle hayatımı birleştirme cesaretini bulamıyordum. Evlilik teklifinde bulunanlar olmadı değil, ama kendime olan güveni yitirdim…
Size bir itirafta daha bulunayım: Evvelce hafife alıp küçük gördüğüm klâsik ev kadınına şimdi saygı duyuyorum…”
“Annemi İstiyorum" isimli kitaptan alıntıdır.
2-Kadınların Güzel Koku Sürünmesinin Erkekleri Nasıl Etkilediğini Anlatan İlginç Bir Hikâye:
“Vahşi Kadınlar” adlı makalenin yazarı güzel koku sürünen kadınların erkekleri nasıl etkilediğini ifade için köpeklerin dünyasından bir öykü anlatmıştır:
Erkek köpeklerin birleşmek isteyen dişi köpek etrafında toplanmalarının sırrı nedir biliyor musunuz? Bu konu birçok bilginin uzun seneler boyu dikkatini çekmiştir. Sonunda şu neticeye varmışlardır:
Dişi köpek uzak mesafeden erkek köpeği çeken bir dişilik kokusu yaymaktadır. Erkek köpek bu büyüleyici kokuyu duymadan birleşme isteği duymamaktadır. Hayvan kokuyu aldığında, cinsel yönden uyarılır ve kokuyu yayan dişiyi arar.
Bilginlerden biri erkek köpekleri cezbeden maddeden bir miktar alarak bunun hakikatini araştırmaya başlar. Bir gün laboratuvarından çıkarak yaya olarak evine doğru yürür. Elbisesine bu kokudan biraz sinmiştir. Yolda arkasına bir sürü köpek takılır. Sanki sessiz bir gösteri yürüyüşü yapmaktadırlar. Etraftaki insanlar bu duruma çok şaşırırlar ve olan bitene bir anlam veremezler.
Dişi köpeğin cinsel isteği dayanılmaz ölçülere varmadıkça kokusu yayılmaz. O sanki bu koku ile çevredeki bütün erkek köpeklere havanının taşıdığı gizli davetiyeler göndermiş olmaktadır. Erkek köpek bu kimyevi yada fıtri çağrı olmaksızın asla cinsel istek duymamaktadır. O kokuyu burun koku sinirlerine nakleder. Sinirlerden beyine, beyinden de cinsiyet bezlerine nakledilir. Böylece kokuyu alan cinsi yönden uyarılmış olur. O zaman köpekler toplanır ve aralarında kızgın bir savaş başlar. Böylece dişi köpek oyuncağı ile oynamış olur…”
Bu örnek biraz ağır olabilir ama kokunun insanları ve hayvanları ne denli etkilediğini gösteren ibretli bir öyküdür.
3-Bir Türk Kızının Dünya Güzeli Seçilmesi
Bu ilginç olay Halit Turhan Bey'in hatıralarında yer almaktadır:
“1932 yılında Cumhuriyet gazetesinin tertiplediği güzellik yarışmasını Keriman Halis kazanmıştı. Aynı yıl Belçika'nın Spa şehrinde 28 ülkenin katılmasıyla dünya güzellik yarışması düzenlenmişti. 1913 yılında doğan Keriman Halis, bu yarışmaya Türkiye'yi temsilen katıldı. Günlerce Spa şehrinde kalan güzeller, çeşitli kişilerle görüştü ve konuştular. Yarışma gününde jürinin önünde kızlar birer birer geçip giyimleriyle, bakışlarıyla, tebessümleriyle puan toplamaya çalıştılar. Jüri salona geçip, puan değerlendirmesi yapmak istedi. Başkan kürsüye geçerek :
- Sayın jüri üyeleri!
Bugün Avrupa'nın Hristiyanlığın zaferini kutluyoruz. 1400 senedir dünya üzerinde hâkimiyetini sürdüren İslâmiyet artık bitmiştir. Onu Avrupa bitirmiştir. Bir zamanlar sokağı bile, pencere arkasından seyredebilen Müslüman kadınların temsilcisi Türk güzeli Keriman, mayo ile aramızdadır. Bu kızı, zaferimizin tacı kabul edeceğiz, onu kraliçe seçeceğiz. Ondan daha güzel varmış, yokmuş bu önemli değil... Bu sene güzellik kraliçesi seçmiyoruz. Bu sene İslâm’ı yenmenin zaferini kutluyoruz. Avrupa'nın zaferini kutluyoruz.
Bir zamanlar Fransa'da oynanan dansa müdahalede bulunan Kanuni Sultan Süleyman'ın torunu işte mayo ve sutyen ile önümüzdedir. Kendini bizlere beğendirmek istemektedir. Biz de bize uyan bu kızı beğendik. Müslümanların geleceği böyle olması temennisiyle Türk güzelini dünya güzeli olarak seçiyoruz. Fakat kadehlerimizi Avrupa'nın zaferi için kaldıracağız."
Böylece Keriman Halis dünya güzeli seçildi. Resimleri gazetelerde basıldı. Hatta kartpostal yapılarak satıldı, elden ele dolaştı.”
4-Bütün Kur'an-ları Yaksak Bütün Camileri Yıksak...
Bütün Kur'anları yaksak, bütün Camileri yıksak, Avrupalının gözünde Osmanlı'yız; Osmanlı yani İslam. Karanlık, tehlikeli, düşman bir yığın!
Avrupa maddeciliğine rağmen Hristiyandır; sağcısıyla, solcusuyla Hristiyan. Hristiyan için tek düşman biziz: Haçlı ordularını bozgundan bozguna uğratan korkunç ve esrarlı kuvvet.
Genç cüce, müselsel zilletler sonunda ihtiyar devin zaaflarını keşfeder; ahde vefa, civanmertlik, merhamet... aşağıdan alır, hulus çakar, yaltaklanır ve... nihayet alt eder devi. Cenk meydanlarında değil, yatak odalarında kazanılan bir zafer.
Zavallı Türk aydını...Batılı dostları alınmasınlar diye hazinelerini gizlemeye çalışır. Sonra unutur hazineleri olduğunu. Düşmanın putlarını takdis eder, hayranlıklarını benimser, dev papağanlaşır!
(Cemil Meriç, "Ümrandan Uygarlığa" )
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.