
Erdem Yazaroğlu
GÖZÜ YAŞLI HATIRALAR-3
Picasso'nun Tablosuna...
Bir öğrencisi hocasına sordu:
-Hocam dövme yaptırmak dinimizce neden yasaklanmış?
Hoca cevap verdi:
- Evlâdım!
Picasso'nun milyonlarca dolar değerinde ki bir tablosuna sen kafana göre "çizik" atabilirmisin? İnsan ise Picasso'nun tablosuyla kıyaslanamayacak ve paha biçilemeyecek kadar kıymetlidir. Böyle bir resme, nasıl ve hangi hakla "çizik" atacaksın?
Haşiye:
Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen,
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen.
Şeyh Gâlib
"Ey insan evladı! Kendine saygıyla/hürmetle yaklaş;
Çünkü sen kâinatta yaratılmışların özü/göz bebeği olan insansın.”
Aslana Felsefe Sökmez!
Türkiye’nin en prestijli Üniversitelerinden birinde hoca, dersini sunarken bilimsellik adı altında ateizm propagandası yapıyor. İmanlı ve zeki öğrenciler, verdikleri cevaplarla hocayı köşeye sıkıştırıyorlar. Hoca felsefe hocası… Hoca bu sefer septisizme sığınıyor ve diyor ki:
–Sizler diyorsunuz ki, sanat varsa mutlaka sanatkâr vardır, resim varsa mutlaka ressam vardır. Ama septisizme göre bu hayatın olup olmadığı bile şüpheli!
Yine imanlı ve zeki öğrencilerden biri cevap veriyor:
–Bakınız sayın hocam! Afrika ormanlarında seyahat ederken, bir aslan hızla size doğru koşmaya başlasa, aslan var mıydı yok muydu diye şüpheye düşer misin, yoksa canını kurtarmak için var gücünle kaçar mısın? Hocam, aslanın karşısında felsefe sökmez, aslan seni yer! Demek ki bu hayat vardır ve gerçektir. Bu hayatı yaratan da Allah’tır.
Kaza Yaparsın!
Otobüste yolculuk… Namaz vakti giriyor. Şoför 17 kez hacca gitmiş. Tuvalet ihtiyacı için mola veriyor ama namaz ihtiyacı için mola vermiyor.
Yolcuya namaz vaktinde durulacağına dair söz verilmiş ve yolcu biletini ona göre almış.
Namaz vakti girince, şoför yolcuyla tartışıyor ve diyor ki:
-Senin için duramayız Namazını kaza yaparsın!
Yolcu da:
–Durdur arabayı ben ineceğim diyerek arabadan iniyor. Yolcu münasip bir yer bularak namaza duruyor. Araba tekrar yola koyuluyor ama bir dakika bile ilerlemeden stop ediyor. Araba çalışmıyor. Yolcu, namazını kıldıktan sonra tekrar gelip koltuğuna oturuyor. İşte bu namazın kerametidir. Şoför ve muavini yarım saat uğraştıktan sonra, arabadaki arızayı gideriyorlar ve tekrar yola koyuluyorlar.
Mukaddes Kitabına İhanet Eden…
Irkını tam hatırlayamıyorum ama Avrupalı bir genç Türkiye’de çeşitli araştırmalar yapıyor. Bir vesileyle tanıştığı bir Türk kızını beğeniyor ve ona evlenme teklif ediyor. Kızın ailesi Müslüman olması şartıyla evlilik teklifini kabul ediyorlar. Oğlan zaten sempati duyduğu İslâm dinine girmekte hiç tereddüt etmiyor. Bu konuda koyu bir Hristiyan olan ailesinden tam destek alıyor. Gençler evleniyorlar. Türk kızı, Avrupa’ya gelin gidiyor. Evlilik mutlu bir şekilde başlıyor. Bu arada kayınvalide-kayınpeder ara-sıra eve gelip kütüphaneye bakıyorlar. Bir gün anne-baba oğlunu bir kenara çekerek diyor ki:
-Oğlum, gene sen bilirsin ama bu kızı boşa! Bundan sana hayır yok.
Oğlan:
-Anne siz ne diyorsunuz, ben onu çok seviyorum. Onun için dinimi değiştirdim.
Anne ve baba diyorlar ki:
-Evet oğlum! Sen tek çocuğumuz olduğun için din değiştirmene bile izin verdik. Yeter ki biricik oğlumuz mutlu olsun istedik. Oğlum, bu kızla evlendiğinde İstanbul’dan Kayışzade Osman Hattı Kur’an-ı Kerim getirtmiştik. Evleneli 6 ay oldunuz. Kitap bir kere bile açılmamış. Tozlu bir şekilde kitaplıkta duruyor. Mukaddes kitabına ihanet eden, sana da ihanet eder. Bu kızdan anne olmaz. Gel sen bunu boşa diyorlar.
Bir anne-baba olarak oğlunun ve ilerde doğacak torunlarının, dini salâhatıyle ilgilenmeleri, gerçekten şayan-ı tebrik bir olaydır.
Demek Beni Biliyordu!
Üniversiteli dindar bir genç, ateist bir arkadaşıyla sohbet ediyor. Sohbet ateist gencin evinde gerçekleşiyor. Genç koltuğuna kuruluyor ve bacak, bacak üstüne atıyor ve diyor ki:
–Söyle bakalım her şeyi Allah yarattı diyorsun. Pekiyi onu kim yarattı?
Mütedeyyin genç sapsarı kesiliyor. Titremeye başlıyor. Ateist genç arkadaşını kırdığını düşünüp özür diliyor:
–Lütfen çok özür dilerim, eğer bu sorum seni rahatsız ettiyse, boş ver cevaplama diyor.
Mütedeyyin genç ise:
–Hayır, hayır…Ben şu anda peygamberimizin (s.a.v) bir mucizesine tanık oldum, onun için elim, ayağım titredi diye cevap veriyor.
Bu sefer heyecanlanma sırası ateist gence geliyor…
-Nasıl bir mucize lütfen anlatır mısın diyor.
Mütedeyyin genç diyor ki:
–Peygamber Efendimiz (s.a.v) buyurmuş ki: “Bir gün gelecek, bir kişi rahat koltuğuna kurulacak bacak, bacak üstüne atacak:
-Madem her şeyi Allah yarattı, Allah’ı kim yarattı diyecek” diyor.
(Buhari, Bed’ul-halk,11; Müslim, iman, 212-215)
Sorduğun sorunun sözcükleri birer mucize. Ayrıca soruyu soruş tarzın da bir mucize. İki ayrı mucize şu anda bu odada yaşandı deyince ateist genç bu mucizeden etkileniyor ve diyor ki:
–Demek beni biliyordu, demek beni biliyordu diyerek uzun süre bu cümleyi sayıklıyor.
Benim Annem Doğurgaç, Babam Dogurtgaçtır.
Bir lise öğretmeni, öğrencilerini yazılı sınav yapmaktadır. Sınavda şöyle bir soru vardır: Anneniz ve babanız sizin için ne gibi bir anlam ifade etmektedir?
Öğretmen sınav bittikten sonra yazılı kâğıtlarını tek, tek okumaya başlar. Çok güzel cevaplar gelmiştir. Ama oldukça üst düzey bir zatın! çocuğunun sınav kağıdında tüyler ürperten, kısa bir cevap vardır:
-Sayın Hocam!
Ben bilime inanırım. Bilime göre; benim babam doğurtgaç, benim annem doğuraçtır. Hepsi bundan ibarettir.
Vali Bey Seni Her Gün Beş Defa Çağırsa…
Bir sohbet meclisinde dinleyenlerden orta yaşlı bir adam, sohbeti veren hocaya şöyle bir soru sordu:
-Hocam, her gün beş vakit namaz kılmak bana çok zor geliyor. Bunun yerine geceleyin hepsini birleştirip arka, arkaya kılsam olmaz mı?
Hoca:
-Evladım! Diyelim ki sen bir dairede memursun. Vali bey, günde beş defa ayrı zamanlarda seni huzuruna çağırsa, sende gitmeyip bütün işleri akşam bir görüşmede halletmeye çalışsan, vali bey seni huzurundan kovmaz mı ve emre itaatsizlikten sana ceza vermez mi? Bir işi güzel kılan zamanında yapılmasıdır. Zamanında yapılmayan iş kötü bir iştir. Kötü bir şeyi, iyi yapmak kadar kötü bir şey yoktur.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.