Altı Ayda Krizden Çıkış Reçetesi


 
1929 ekonomik bunalımından sonra dünya ikinci kez büyük bir kriz yaşıyor.
1929 ekonomik bunalımı on yıl sürdü ve akabinde ikinci cihan harbi yaşandı.
Her iki krizin oluşum nedenleri,gelişimi ve etkileri birbirinden oldukça farklı.
Ama ortak neden her ikisinin de sermaye yetersizliği sonucu ortaya çıkmış olması.

1929 da yaşanan kriz, birinci cihan harbinin akabinde kendisini göstermiş ve
on yıl içinde had safhaya ulaşmıştı.Krizin nedeni zamanın itilaf devletleri Amerika,
İngiltere ve Fransa'nın-Rusya harpten çıktığı için dahil etmiyorum-savaşın galipleri
olarak savaşta sermayelerini tüketmelerine rağmen bir de yıkılan devletlerin yerine
kurmak istedikleri devletlerin kurumsallaşmasına para harcamak zorunda kalmalarıydı.

Siyaseten harbin galipleriydi ama istedikleri dünya düzenini kurmak için savaşta harcadıkları
giderlerden çok daha fazlasına katlanmak zorundaydılar.Öyleki koskoca Osmanlı İmparatorluğu yıkılmış ama yerine otuzdan fazla devlet kurulması gerekmişti.Sıfırdan otuz devlet kurmak Osmanlı İmparatorluğunu yıkmaktan çok daha zordu.Her devletin kurumsallaşması,devlet örgütü,ordusu,emniyeti,maliyesi vs.müthiş bir finansman gerektiriyordu.Zaten harpte sermayesi tükenen itilaf devletleri bu ülkeleri kurmaya da girişince ekonomileri tamamen çöktü.

 

Aslında birinci kriz bu üç ülkenin kriziydi.Nasıl ki bugün;Afrika da binlerce insan açlıktan ölmesine rağmen kimse umursamazken,bir Amerikalı grip olunca dünyada grip salgını varmış gibi yaygara koparılıyorsa, o zaman da üç ülkenin krizi dünya ekonomik krizi diye yutturuldu.Birinci krizde bu üç devlet başka devletleri kurumsallaştıracağız diye ekonomilerini çökertirken,Almanya ve Rusya kendi ülkelerine yatırım yaptılar ve krizden güçlenerek çıktılar.Akabinde de ikinci cihan harbi geldi.

İkinci kriz de yine aynı ülkelerde başladı.Amerika yıllardır savaş halinde ve anormal avunma 
harcamaları yapıyor.Almanya'da yetmişbin,Japonya'da altmışbin askeri bulunuyor.Daha bir çok ülkede savunma ve işbirliği anlaşmaları çerçevesinde askerleri ve üsleri mevcut.Tüm dünya denizlerinde de uçak gemileri, donanmaları devriye geziyor.İngiltere de hep Amerika'nın yanında.Fransa sömürgelerini derin devlet politikalıyla elinde tutmaya çalışıyor.

 

Buraya kadar ki sebepler birinci krizle aynı.Şimdi farklı olanlara gelelim: 

Son elli yıl içinde ekonomide devrim niteliğinde değişiklikler yaşandı.Reel ekonominin yerini sanal ekonomi aldı.Dünya sermayesinin yüzde yirmibeşi reel ekonomide çalışırken,
yüzde yetmişbeşi sanal ekonomide dolaşıyor.(Üçkağıt ekonomisi-Prof.Dr.Osman Altuğ)

 

Teknolojinin gelişmesi ve yaygınlaşması ile az gelişmiş ülkelerde üretim maliyetleri düşüyor,üretim miktarı artıyor ve tekelleşme yerini tam rekabet koşullarına bırakıyor.İtilaf devletlerinde ise pazar daralırken,yüksek işçilik giderleri nedeniyle hem üretim maliyetleri artıyor hem de tam rekabet koşullarında kar marjları düşüyor.Öyleki üretilen malı bir cent aşağı verse zarar edecek.Oysa aynı malı az gelişmiş bir ülke beş cent aşağı bir fiyatla hem de Amerika'da satışa sunabiliyor.Dolayısıyla itilaf devletlerinin işletmeleri bir bir batarken uzakdoğu işletmeleri giderayak güçleniyorlar.Devlet yardımları da bu işletmeleri kurtarmaya yetmeyecek.Ya üretim maliyetlerini düşürecekler ya da devalüasyon yaparak rekabet gücü kazanacaklar.Üretim maliyetlerini düşüremiyorlar,devalüasyonu da hep Rusya yapıyor.Amerika da petrol fiyatlarının düşmesinden dolayı Rusya ve İran'nın gelir kaybına uğraması ile teselli buluyor.Oysa petrolün üretim miktarını azaltmak yeniden ham petrol fiyatlarını artıracağından Amerika bu konuda da fazla sevinemeyecek.

 

Yani global ekonomide doğu ve batı arasında kıyasıya bir gizli savaş yaşanıyor.Amerika'nın bu krizden çıkmasının tek yolu var o da kabuğuna çekilmek ve kamu maliyesini disiplin altına almak.

Birinci krizin sonunda ikinci cihan harbi çıktı.Peki bu krizin sonunda da üçüncü cihan harbi çıkar mı?

Birinci krizden Almanya güçlenerek çıkmıştı ve birinci cihan harbinden kalma bir kuyruk acısı ve bir de Hitler"i vardı.

İkinci krizden ise Çin güçlenerek çıkıyor.Ama Çin"in ne bir kuyruk acısı var ne de bir Hitler"i.Yani krizden sonra üçüncü cihan harbi çıkmaz.Ekonomik savaş ekonomik işbirliğine dönüşür ve batı şirketleri sermayelerini doğuya kaydırarak küresel rekabette yerlerini alırlar.

Şimdi gelelim küresel krizin Türkiye boyutuna:
Türkiye 1980 kararlarından önce bu krize yakalansaydı kapalı ekonomi nedeniyle pek etkilenmeyecekti.Ama artık bizim de pek çok firmamız yabancıların elinde ve küresel sermayenin bir parçasıyız.Onlar etkilenince biz de etkileniyoruz.Ama bizim avantajlarımız da var.Hatta bu krizi lehimize bile çevirebiliriz.Çünkü bizim iç talebimiz doymadı.Kar marjlarımız yüksek.Üretim maliyetlerimiz de azaltılamaz değil ve kamu yönetiminin işgüzarlığından kaynaklanıyor. Paramız da ulusarası piyasalarda rekabet edemeyecek kadar yüksek bir kura sahip değil.Öyleyse neler yapıldı ve neler yapılmalı?
 
YAPILANLAR: (2003 sonrası)

Makro anlamda;

1) Kamu maliyesi disipline edildi,hazine güçlendirildi.

2) Enflasyon ve faiz oranları düşürüldü.

3) Dalgalı kura bağlı olarak gizli devaliasyonlar yapıldı.

 

Mikro anlamda;

1) Düşük faiz oranları ile  ucuz kredi sağlandı.

2) Kobilere 25.000 ytl faizsiz krediler verildi.

3) İstihdamı teşvik için işveren oranlarında beş puanlık indirime gidildi.

4) İstihdamı teşvik için ilave istihdamın işveren hisselerine beş yıla kadar hazine desteği verildi.

5) Vergi oranları düşürüldü.

6) İhracatçıya 100.000. dolara kadar faizsiz ihracat kredisi verildi.

 

YANLIŞ YAPILANLAR:

 

Makro anlamda;

1) Hazine; özelleştirme,2B,yabancı sermaye vb.girdilerle güçlendirilmesi gerekirken doğrudan veya dolaylı olarak halktan alınan vergi, ceza vs.gibi halkı fakirleştiren kaynaklarla güçlendirildi.

2) Enflasyon ve faiz oranlarının düşürülmesi, piyasadan para çekilerek yani vatandaş parasız bırakılarak gerçekleştirildi.Fiyat enflasyonu ile değil talep enflasyonu ile mücadele edilerek talep yok edildi.

 

 

 

Mikro anlamda;

1)Taşıt,konut,çeyiz,evlilik,tatil kredisi vs adıyla krediler üreticiye değil tüketiciye kullandırıldı.

2)Kobilere 25.000.Ytl den başlayan faizsiz krediler üç ay ödemesiz bir yıl vadeli verildi.25.000.YTL ye muhtaç olan bir kobi zaten bunun taksidini de ödeyemez.

3)İstihdamı teşvik için yapılan indirimler gerçekte istihdamı teşvik için değil kayıt dışı işçilikleri kayıt altına alma amacına yönelikti.

 

ŞİMDİ GELELİM ÜLKEMİZİ  ALTI AYDA BU KRİZDEN ÇIKARIP KRİZİ LEHİMİZE ÇEVİRME TEDBİRLERİNE:

 

Makro anlamda:

1)Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın paralarının yurda getirilmesi için hazırlanan kanun taslağı sıfır stopajlı olarak derhal çıkarılmalıdır.

2)Körfez sermayesi özelleştirme kapsamında ekonomiye kazandırılmalıdır.

3)Faizler kanuni faiz oranıyla sınırlandırılmalıdır.BDDK kanunu uygulamalıdır.

4)BDDK kredisini talep eden bankalara ceza uygulaması başlatmalıdır.

 

Mikro anlamda;

1)Tüketici kredileri derhal durdurulmalıdır.Krediler tamamen ve daha düşük faiz oranlarıyla ve daha uzun vadelerle hatta iki yıl ödemesiz üreticilere yani reel ekonomiye kullandırılmalıdır.

2) Kobilere verilen 25.000.YTL lik kredi,250.000 YTL ye çıkarılarak iki yıl ödemesiz verilmelidir.

3) İstihdamı teşvik için üretimin idamesi ve artırılması yeterlidir.Bunun için SSK primleri iki yıl kişi başına 100 YTL de sabitlenmeli,asgari ücretten iki yıl için vergi alınmamalıdır.

4) Üretimin teşviki için üreticiye akaryakıt ve elektrik desteği sağlanmalıdır.Belli bir miktar akaryakıt ve belli bir miktar elektrik kullanımı üreticiye ücretsiz verilmelidir.

5) Arsa ofisi ihracatçıya istediği bölgeden bedelsiz fabrika arsası vermeli ve ihracatçı kredileri sektörel dış ticaret şirketleri vasıtasıyla iki yıl ödemesiz ve 500.000 YTL den az olmayacak miktarlara çıkarılmalıdır.İç talebi yeniden oluşturmak için işçi,memur,emekli,dul ve yetim maaşlarına bir defaya mahsus ikiyüz Ytl iyileştirme zammı yapılmalıdır.

 

SONUÇ:

Bunlar yapılabilir mi? Evet bunlar yapılabilir ve bunun sonucunda Türkiye altı ayda krizi aştığı gibi krizi lehine çeviren bir ülke olur.Efendim kaynak nerede diyenlere de sadece uluslararası piyasalarda 30 dolara satılan petrolün üzerinden ne kadar vergi alındığını ve kaça tükettiğimizi araştırmalarını öneririm.Sadece petroldeki yüksek vergilerin kaldırılması bile tek başına ülkeyi krizden çıkarır.İlgilenenlere saygılarımla….

 

Bu yazı toplam 2385 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum