YUKARI ÇAVUNDUR’DA KÖYLÜLER HİZMET BEKLİYOR

YUKARI ÇAVUNDUR’DA KÖYLÜLER HİZMET BEKLİYOR

YUKARI ÇAVUNDUR’DA KÖYLÜLER HİZMET BEKLİYOR

                                                                           Şuayip YAMAN

Yukarı Çavundur Mahallesi Kalkınma, Güzelleştirme, Eğitim, Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin geleneksel iftar yemeğine davet edildim. Yanımda Gazeteci Selahattin Keser vardı.

İftardan 2,5 saat önce köye vardık. Hava Çubuk’a nazaran serin ve kapalı idi. Bir ara yağmur çiseledi. Köyün sokaklarını gezmeye karar verdik. Sokaklar adeta bomboştu. Köyün ana sokaklarında gezerken yaşlı amcalarla ve teyzelerle karşılaştık onlarla sohbet ettik. Gazeteci olduğumuzu öğrenince köyün sorunlarını bir bir anlattılar.

Yukarı Çavundur Köyü, 1997 yılında yapılan genel nüfus sayımında, köyde 3.545 kişinin yaşadığının görülmesi sonucu, 1998 yılında referandum yapılmış, halkın %100’ünün oyuyla belediye olma isteği kabul edilmiştir. Bunun üzerine, 9 Ekim 1998 tarih, 98/49735 sayılı Kararname ile Yukarı Çavundur “Belde Statüsü” vasfını kazanmıştır.

Daha sonra, 18 Nisan 1999 tarihinde yapılan Yerel Seçimlerinde, Belediye Başkanlığını Lokman Özden kazanmış, bu hizmeti 2009  yılına kadar (iki dönem) devam etmiştir. 

2008 kabul edilen Büyükşehir Belediyeleri Kanunu gereğince, Yukarı Çavundur’ un belde statüsü kaldırılarak, Çubuk İlçesine bağlı “Mahalle Statüsü” verilmiştir. O günden beride “Mahalle” dir.

                        “Belde Döneminde Bile Hizmet Doğru Dürüst Alamamışlar”

Konuştuğumuz insanlar, “Köy statüsünde iken, köyde tarım ve hayvancılık çok iyiydi. Süt Birliği Kooperatifimiz bile vardı. Sonra belde olduk. Lokman Özden iki dönem burada Belediye Başkanlığı yaptı. Onun döneminde de sokaklar süpürülüyordu ve tertemizdi. Çöplerimiz alınıyordu. Ama imar ve altyapı durumumuz pek de iç açıcı değildi.

 

Sonra Lokman Özden gitti, Çubuk’a Belediye Başkanı oldu. O’nun döneminde köye az çok hizmet alıyorduk. Allah razı olsun. Şimdilerde Lokman dönemini mumla arıyoruz. Çöpler birikiyor ve pis koku yapıyor. Çöpler Salı ve Cumartesi günleri Çubuk Belediyesi temizlik ekipleri tarafından haftada iki kez alınıyor. Çöplerin yerini arada bir ilaçlıyorlar.

 

Yeni Çubuk Belediye Başkan’ımızın er geç köyümüze hizmet getireceğine inanıyoruz ve hizmetlerini sabırla bekliyoruz.”

                                   Ulaşım Sorunu Had Safhada...

 

Köylüler, “Köye daha önceleri halk otobüsleri geliyordu. Şimdilerde bir geliyor, bir gelmiyorlar. Ücreti azımsayabilirler. Çünkü benzin mazot ücretleri arttı. Otobüs sahipleri açıkça söylesinler, “bu ücretle yolcu taşıyamayız” diye. Bizde ücreti ne ise verelim. Her yerde otobüs taşıma ücretlerine zam yapıldığını biliyoruz. Biz de zam yapalım. Eskiden yolcu ücreti 1 ise, 3 olsun 5 olsun, hiç önemli değil. Yeter ki haftada bir defa da olsa köyümüze gelsinler. Hergün otobüslerin gelmesini hacı yolu bekler gibi, gözlüyoruz. Burası mahrumiyet bölgesi gibi oldu. Doğrusu.”

 

                                   “Çöpler Haftada İki Kez Alınıyor””

 

Köylüler “Eskiden yollarımız sulanıyor ve süpürülüyordu. Çöpler günlük alınıyordu. Şimdilerde çöp bidonları dolup taşıyor. Pis koku yapıyor. Çubuk Belediyesi haftada iki gün çöp almaya geliyor. Yollarımız süpürülmüyor. Toz duman içinde..                              

“İmar Her Yerde Karşımıza Çıkıyor”

 

Köylüler, “Eskiden bina bile yapıyorduk. Şimdilerde bir kulübe dahi yapamıyoruz.  İmar izni almamız gerekiyormuş.

 

Eski Çavundur evleri “Ev Üstü Tepe”lerine kurulmuş, bir veya iki katlı olarak kerpiçten yapılmış, çoğu terk edilmiş ve harabeye dönmüş..

 

Yukarı Çavundur’ da yeni evler Aydos Çayı’nın kenarlarına yapılmış, bir zamanlar belde olan köy aslında tipik bir köyü ve yaşam olarak da köy yaşantısını andırıyor. Ama köy vasfından ve yaşantısından eser yok.

 

Köylüler bir zamanlar “belde” statüsüne bile alışamamıştık ama şimdilerde mahalle olduk. Ama mahalleye de alışamadık. Çünkü mahalleye yakışrı bir hizmeti daha alamadık.” diyorlar.

 

                                   “İçme Suyuna Dünyaları Veriyoruz”

 

Köylü A.C.A. ile konuşuyoruz. Köyün yerlisi.. Eskileri arıyor. “Eskiden köyde birlik ve beraberlik vardı. Tam bir köy yaşantısı hakimdi. İmece usulü ile köyün tüm sorunları halledilirdi” diyor ve ekliyor, “Şebeke suyu Aydos’ tan geliyor. Aydos’un suyunu parayla içiyoruz. Birde atık su parası ödüyoruz.

 

Hayatı bize haram ediyorlar. Suyu ve temiz havası olmasa burada yaşamayız. Bir gün dahi kalmayız.

 

Köy yaşantısı var. Ama masraflar çok. Mahalle olduktan sonra elektrik ve suyu zamlı ödemeye başladık. Emlak vergileri arttı.

 

Hayvancılık ve tarım sıkıntılı.. Tarımda eskiden tarladan bire 40-50 ve hatta 60 buğday, arpa alıyorduk. Şimdilerde bire 10-15 aldığımızda neredeyse göbek atıyoruz. Çünkü şartlar değişti. Mazot 4,50 benzin 5 lirayı aştı.”

 

                        “Belediye Ekmek Fırını Ramazan Ayı’nda Kapalı”   

 

Köylü vatandaş A.C.A Belediye Fırını’nın Ramazan ayında kapalı olduğunu söyleyerek “Diğer aylar açık ve burada genelde “Döşeme” yapılır. Hatta kar amaçlı olarak Çubuk’ a götürüp Perşembe Pazarı’nda veya festivallerde satanlar var.”

 

                        “Bir Zamanlar Süt Birliği Kooperatifimiz Vardı”

 

A.C:A. anlatmaya devam ediyor, “2003-2004 yılı olsa gerek. Süt Birliği Kooperatifi kurduk. Sermaye olarak 200-250 küçükbaş, 50’ye yakın da büyükbaş hayvan sermayemiz vardı. Önceleri iyi para kazanıyorduk. Sonraları maliyetler arttı. Kar zarar hesaplarını yapamadık.

 

Bir litre sütü 70 kuruşa toptancılara verirken bir bardak çay 50 kuruş idi. Para kazanmamaya başladık. Hep zarar ettik. Bu nedenle iki yıl önce kooperatif kapandı.”

 

 

                                                “Hayvancılık ve Tarım Bitirildi”

 

Son yıllarda yapılan yem ve petrol ürünlerine yapılan zamlar köylülerin moralini bozmuş, şevkini kırmış.

 

Köylü A.C.A, “Ürettiğimiz ürünün karşılığını almamaya başladık. Kendi ihtiyaçlarımızı bile gideremez olduk.

 

Yukarı Çavundur Yaylası’nda 40 aile hayvancılıkla uğraşıyor. Yaylada 7 bin küçükbaş ve 3 bin de büyükbaş olmak üzere toplam 10 bin besi yapılıyor. Yaylada elektrik yok. Bu nedenle süt ve diğer hayvansal ürünleri değerlendirme imkânımız yok. Yayla evlerine elektrik istiyoruz. Madem ki Metropol İlçenin bir mahallesiyiz, bu bizim hakkımız. 

 

Hayvancılığı bilmeyen insanlara devlet tarafından mal-melal verildi. Onlarda sermayeyi kediye yüklediler. Şimdilerde herkes kendi ihtiyacı için bahçe ekiyor. Çünkü maliyetler arttı.

 

Domuzlar bağ, bahçeye ve ekili tarlalara büyük zarar veriyorlar. Sayıları 150-200’ü buluyor. Bunun için buralarda nöbet tutuyoruz.

 

Ayılar ise kovanlara musallat oluyorlar.

 

Kısacası belde olmayı pek istememiştik, ama beteriyle karşılaştık. Mahalle olduk. Metropol olduk. Ama doğru dürüst hizmet yok.

 

Çubuk İlçesi ne demekse “Metropol İlçe” olmuş, biz de Metropol’ün mahallesi olmuşuz. Hizmette köy ve mezra muamelesi görüyoruz. Ama vergiye gelince Ankara’nın ilçeleriyle aynı statüye sahipmişiz.

 

Madem ki mahalleyiz. Bir mahalleli gibi hizmet almak istiyoruz. Çöplerimiz her gün alınsın, yollar eskiden sulanırdı, ama biz şimdilerde toz duman olan yolların en azından süpürülmesine de razıyız. Köyümüz'e halk otobüsü veya dolmuşun gelmesini istiyoruz.

 

Yeni Başkanımızdan mahallemize hizmetler bekliyoruz.

 

En önemlisi de biz köy olarak kalmak istiyoruz” dedi.

 

                         Yukarı Çavundur Metropol’ün Mahallesi!.. Nasıl Oluyorsa

 

METROPOL bir kentin; Yolları düzgün, binaları estetik, sokakları temiz, kent möblesi, yeşil alanı boldur. Her şeyden önce her yaşam alanı belli bir ruha sahiptir. İçinde yaşayanlarda güvencededir. Bu durum aynı zamanda modern ve gelişmiş olmanın göstergesidir.

 Metropole gireli yaklaşık 10 yıl geçmesine rağmen Çubuk İlçesi bile henüz Metropol statünse erişememiştir. Kısacası ilçede Metropol’den eser yok.

 

Çubuk Metropol İlçe statüsünde, Yukarı Çavundur’ da bir zamanlar köy iken belde olmuş şimdi de Metropol’e bağlı bir mahallesi olmuş.. Bu nasıl bir mahalledir. Teoride (kağıt üzerinde) Metropol ise, Pratikte nedir?  Doğudaki mezraların çoğu Yukarı Çavundur’ dan daha modern...,

 

Yukarı Çavundur’da alt yapı yok. Kanalizasyon yok. Pis su, yağmur suyu kanalları yok. Mahalle içinde Çubuk İlçesi’nden mahalle girişine kadar yeni asfalt var. Mahalle içindeki sokaklarda asfalt yok. Sadece mahalle girişinden Aydos Çayı boyunca devam eden güzergâhın bir kısmına kadar eskiden atılmış asfalt var. Doğalgaz yok, doğru dürüşt imar yok. Çarpık kentleşme örneklerine fazlaca rastlamak mümkün.

 

Yukarı Çavundur, Çankaya ile hizmette değil vergide eşdeğerdir. Çünkü Metropol de herkese eşit hizmet ve katkı olur. Demek ki birilerine göre herkes hak ettiği hizmeti görüyor. Yukarı Çavundur’a da layık görülen hizmet de bu kadar.

 

Çubuk ve Yukarı Çavundur’ a  böyle bir hizmeti layık görenlere yazıklar olsun!...

 

Oysa Çubuk İlçesi, Polatlı’dan (3235 km2.) sonra Ankara’nın yüz ölçüm olarak en büyük taşra ilçesi (1362 km2.)’ dir.

 

Çubuk İlçesi, muhteşem doğal zenginlikleri ile doğa harikası bir yer. Ama “Kuzey’in Parlayan Yıldızı” değil Kuzey’in Kör Noktası” dır. Çünkü Çubuk’taki merkez mahallelerinde bile varoşlar var. Doğalgaz  alamayan ailelerin sayısı oldukça fazla, yaklaşık 6 bin aile hala soğuk Kış aylarında kalitesiz ve kalorisiz kömür kullanıyor. Alt yapı, pis su ve yağmur suyu kanalları, kanalizasyonlar eksik, içme suyu şebekesinde hala asbest borular var. Çoğu sokak ve caddede asfalt yok, asfalt yerine asfalt kırıntısı ve çorak serilmiş.. Zaman zaman elektrik ve su kesintileri oluyor. Bu durumda Çubuk bile Metropol olamadı.

 

Yukarı Çavundur Mahallesi nasıl metropol’ün mahallesi olur?  Şu andaki konumuyla olsa olsa mezra olur.

yukari-cavundur01-vert.jpg

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum