Yeni Başkan, Yeni Dönem ve 23 Nisan Kutlamaları

Yeni Başkan, Yeni Dönem ve 23 Nisan Kutlamaları

29 Mart seçimlerinin üzerinden yaklaşık bir ay geçti. Olaysız ve demokratik bir seçim yaşanılan Çubuk’ta, yeni bir dönem de böylelikle başlamış oldu.

Halk tarafından yeni dönemin, yeni başkanı olarak görevlendirilen Lokman Özden’in yeni mekanına alışması zor olmamışa benziyor.

Bir çok bakımdan sorunlu bir dönemde halkın verdiği görevi icra etmek, beklentileri karşılamak da kolay olmayacak.

Refikimiz Şuayp Yaman uzun zaman sonra yayınladığı yazısını Başkan Özden’den beklentilerine ayırmış ve uzunca bir eylem ve proje listesi hazırlamış. Bu liste halkın beklenti seviyesini göstermesi açısından önemli. Sorunların merkezi Çubuk olsa da ve çözümlerin önemli bir kısmının Çubuk olmadığı bilinse de, Çubuklu’nun ilk muhatabı kendi seçtiği kişi(ler) olması merkeziyetçi demokrasi uygulamalarının bir sonucu.

Esasen 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Yasası kapsamında, ilçe ve ilk kademe belediyelerin görevleri son derece sınırlı. Ana hizmet kalemlerinin hepsi büyükşehirde. Yasada görev tanımı yapılırken, ilçe belediyeler için sadece beş fıkra konulmuşken, büyükşehir için tam yirmi üç fıkra bulunuyor. Neyseki, özellike d) maddesinde yer alan tekrar kalemler ilçe belediyelerinde halka dönük faaliyet alanlarını artırıyor. Bununla birlikte, su, ulaşım, yol gibi ana hizmet kalemlerinin büyükşehirde olması kağıt üzerinde önemli bir mania gibi duruyor.

Yasal yetki sınırlamaların üstüne, Çubuk Belediyesi’nin kırk milyonu aşan borcu ile üzerinden silindir geçmiş bir belediye kadrosu, Özden’in işini bir hayli zorlaştırıyor.  Büyükşehir belediyesinde ilçelere yönelik  yatırım ve hizmet dağılımın kurumsallık ve kollektif yönetsellik açısından iyi bir sicile sahip olmaması, adeta bir kişinin iradesi ile şekillenmesi, Başkan’ın ayrı meziyetleri icra etmesini gerektirecek.

Çubuk’u canlandırıp cazibe merkezi haline getirmek için Ankara’nın büyük projelerini kuzeye taşımak gibi bir görev bekliyor Özden’i. Bunları yaparken de dik durup, hem de hizmet almayı, sosyo-politik bir olgu olarak, Başkan’ın daima göz önünde bulundurması gerekecek.  Karar vericiler bir şekilde göz yumsalar/farketmeseler de, halkın resesif ve pasif bir yönetime prim vermediği yaşanan örnekler ile sabit.

Belediye başkanlığı normalde liderlik özellikleri olan kişilerin yürüteceği bir görev, ancak Çubuk gibi bir nevi büyükşehirin şubesi olan ve maddi sıkıntılar içinde kıvranan bir belediyede yönetici kabiliyetlerinin, liderlik kapasitesi  kadar öne çıkmasını gerektiriyor. Özellikle aday adaylığı ve adaylık döneminde planlı, programlı çalışmalarına bakıldığında Özden’in yönetici yanının güçlü olduğu rahatlıkla söylenebilir. Onu yakından tanıyanlarında iddialı ve hırslı bir kişiliği olduğunu söylüyorlarki, bu özelliklerinin yanında etrafına itimat telkin eden, öz güveni ile gelişime açık, temsil ve ifade gücü yüksek  bir yapısı var ise ki, bunu zamanla göreceğiz,  Çubuk’un  önü açık olabilecektir. Tabii yaptıkları ve yapamadıklarını açıkça ortaya  koyarak, halka karşı samimi olması Özden’in iletişimde  muhtemel sorunlarını çözecektir. Unutulmamalıdır ki, samimiyet bir liderin en önemli karakteridir.

Diğer taraftan, her hangi bir alanda yapılacak plan-program ve uygulaması ile ilgili herkesin kendi çapında söyleyecek birşeyleri mutlaka vardır. Yaşanılan tecrübeler de göstermiştir ki, sizin ne söylediğiniz ve bildiğiniz değil, mühre ve erge sahip olanın istenç ve  kollektif akla inanç seviyesi bu söylenenleri daha farklı boyutta önemli kılar. Bu nedenledir ki, iletişim ve bilgi karmaşasının artarak yaşandığı çağımızda  “algı yönetimi” ayrı bir bilim dalı olmaya adaydır.  

Yazımızı küçük bir uyarı ile bitirelim. Populizm kokan uygulamalar, Başkan’ın etrafındaki ilk daireden gelecek tepkilerle olumlu gibi algılansa da, geniş halk kitlelerini kapsayan geniş dairede algılaması farklı karşılık bulabilir.

23 Nisan Kutlamaları

Uzunca bir zaman sonra Çubuk Şehir Stadı’nda yapılan 23 Nisan kutlamalarının bir kısmına katıldım. Sahada yüzlerce öğrenci, tribünde 5-6 bin seyirci heyecanlarını birleştirecekleri anı beklediklerini hissetmek hiçte zor değildi.  Arkasında yüzlerce saat emek olan figürleri maharetle ortaya koyan öğrencilerin sahne alışları sırasında tanıtım yapılmaması, onların onore edilmeleri açısından önemli bir eksiklikti. Bu arada en fazla alkışı “zeybek” ve “efe” oyunlarını ortaya  koyan ekibin aldığını  belirtelim.

Diğer taraftan, dünyada başka bir “çocuk bayramı” olmadığı halde, bu günün “dünya çocuk günü” olmaması manidar. Bu konuda Dış İşleri Bakanlığımızın BM nezdinde yeni bir girişimi başlatmasın da fayda var.

 

Bu yazı toplam 2980 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.