Soyağacınız itinayla çıkarılır

Soyağacınız itinayla çıkarılır

Sanal âlem, son günlerde hararetle "Soyağacımı çıkartmak istiyorum. Bana yardımcı olabilir misiniz?" diye soruluyor.

Sanal âlem, son günlerde hararetle "Soyağacımı çıkartmak istiyorum. Bana yardımcı olabilir misiniz?" diye soruluyor. İnternetteki onlarca 'şecere sitesi', akrabalarını bulmak için çabalayan meraklıların yorumlarıyla dolu. 

Aralarında, Osmanlı döneminde yaşayan amcasının paşa olduğunu öğrenip gurur duyanlar da var, "Büyük büyük dedem, rüşvetten üç yıl hapis yatmış, keşke onu hiç tanımasaydım!" diyenler de.

Şöyle bir zihnimizi gözden geçirsek tanıdığımız bildiğimiz kaç akrabamızı bir çırpıda sayabiliriz? Yüz, iki yüz belki de üç yüz...

Prof. Dr. Ahmet Şentürk, yıllar süren araştırmalar sonrasında tamı tamına 6 bin yakınını soyağacına eklemiş. Şentürk, bununla da kalmamış gece gündüz çalışarak Uluborlu ilçesinin şeceresini çıkartmış. Bu sayede ilçede yaşayan zengin işadamlarının gönlünü kazanarak müdürlüğünü yaptığı meslek yüksekokuluna modern bir ek bina yapılmasına vesile olmuş. Kısa bir süre önce emekli olan Şentürk, Afyonkarahisar'a yerleşmiş.

Ahmet Şentürk'ün hayat hikâyesi, bu alanda araştıma yapacaklar için önem taşıyor. Çünkü binlerce meraklı en çok da 'yöntem bilmezlikten' yakınıyor. Son yılların en fazla merak edilen konusunu başta Devlet Arşivleri Genel Müdürü Yusuf Sarınay olmak üzere ilgililere sorduk. Sarınay, konuyla ilgili bir müjde verdi: "Bir terslik olmazsa çok kısa bir süre içerisinde arşivlerdeki nüfus defterlerini meraklılarıyla buluşturacağız."

5. GÖBEKTEN DEDELERİNİ BULMUŞ

Ahmet Şentürk'ün 'soyağacı' merakı çok küçük yaşlarda başlıyor. İlk öğretmenim dediği babaannesi, Şentürk'e hep, "Falancalar bizim akrabamız, onlarla iyi geçinin." tavsiyesinde bulunurmuş. Aynı hassasiyet Ahmet Şentürk'ün annesinde de varmış.

Yakınlarının ismini küçük kâğıtlara yazarak biriktiren Şentürk, özellikle bayram ziyaretlerini fırsat bilerek daireyi genişletmiş. Üniversiteden mezun olduktan sonra doktora için Almanya'ya gitmiş.

Beş yıl boyunca burada kalan Şentürk, "Gurbetle birlikte yakınlarıma olan ilgim daha bir arttı. Yaz tatillerinde memleketim Niğde'ye geldiğimde hiç boş durmuyordum. Aile büyükleriyle konuşuyor, olabildiğince gerilere gitmeye çalışıyordum." diyor. Bütün bu araştırmalar ona çok sağlam bir hafıza kazandırmışa benziyor.

Röportaj sırasında bilgisayardaki şecere programına bakmadan bütün akrabalarını sıralıyor, doğum tarihlerini ezberden söylüyor. Ahmet Şentürk, insanlardaki şecere merakını internetin gelişmesine bağlıyor. Ama bu merak Şentürk'e göre uzun soluklu değil. Bu işten başarı elde edebilmek için yıllarca çalışmak gerekiyor. Ona göre insanların çoğu 'merak' ediyor, ama zora gelince araştırmalar yarım kalıyor. Oysa bir insanın geçmişini bilmesi, hem maddî hem de manevî açıdan çok önemli. Kendisi, 5. göbek dedesinin 1883 yılında Osmaniye'de doğduğunu biliyor.

Anne ve baba tarafından tamı tamına 6 bin tane kayıtlı akrabası var. Miralay Fethi Bey, Ali Şükrü Bey ve Niğdeli Ali Onbaşı gibi tarihî olaylara tanıklık etmiş kişiler de bu listede. Bütün bunları bilmek, ona büyük bir huzur veriyormuş. Şentürk, "Sizin için yabancı yani 'el' olan birisi bakıyorsunuz üç göbek öncesinden akrabanız çıkabiliyor." ifadelerini kullanıyor. Şentürk, şimdilerde tarihî belgeleri inceleyerek 6. kuşak dedesinin izini bulmaya çalışıyor. Bir de çok önem verdiği ve kendisini manen sorumlu hissettiği bir çalışması daha var. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (sas) soyağacını bilgisayar programına aktaran Şentürk, kısa bir süre içerisinde çalışmalarını bitirmeyi hedefliyor.

5 BİN NÜFUSLU  İLÇENİN SECERESİNİ ÇIKARDI

Türkiye'ye döndükten sonra farklı üniversitelerde öğretim görevlisi olarak çalışan Şentürk, son olarak Uluborlu Meslek Yüksekokulu'nun müdürlüğüne atanır. Okulun fizikî şartları çok kötü olduğu için yeni bir binaya, modern laboratuvarlara ihtiyaç vardır. Ahmet Şentürk, yeni bir bina yaptırmak için öncelikle ilçe halkının güvenini kazanmaya çalışır.

İşe Uluborlu'nun soyağacını çıkartmakla başlar. İlk günler çok zorlanır. Çünkü hiç kimse Ahmet Şentürk'e şecereleriyle ilgili bilgi vermek istemez. Hatta ona 'ajan' diyenler bile olur. İlçenin ileri gelenlerinin soyağaçlarını çıkartmakla işe başlayan Şentürk, kısa bir süre içerisinde herkesle dost olur.

Daha sonra ilçede hummalı bir çalışma başlar. Aile büyüklerinden soyağaçları istenir, nüfus dairesinin yolları aşındırılır. Ahmet Şentürk, toplanan bütün bu bilgileri öğrencilerinin hazırladığı şecere programına aktarır. Üç yıl süren çalışmalar sonrasında Ahmet Şentürk'ün ilçede tanımadığı kimse kalmaz. Bu süre içerisinde aileler birbirlerine daha da yaklaşmış, aslında çok yakın akraba olduklarının farkına varmış. Şentürk, "Benim amacım insanların ilgisini üniversiteye çekmekti. Bu projeyle birlikte zengin işadamları dertlerimizi dinlemeye başladı. Kısa bir süre içerisinde bütün eksiklerimizi tamamlayan esnaf, dört katlı yeni bir bina dikti. İlk yıl 78 öğrencimiz vardı. Yeni binayla birlikte şartlarımız iyileşti, öğrenci sayımız 1200'e çıktı." şeklinde konuşuyor.


SOYAĞACI NASIL ÇIKARILIR?

Soyağacı çıkarmak uzun ve zor bir uğraş. Ailenin büyüklüğüne göre araştırmalar üç ya da dört yıl sürebiliyor. Sağlıklı verilerin ışığında bir soyağacı çıkarmak için öncelikle ailenizi çok iyi tanımanız gerekiyor. İlk etapta hafızası yerinde olan aile büyükleri sizin için en büyük veri kaynağı olacaktır. Elde ettiğiniz yeni aile fertlerini hemen not edin, çünkü soyağacındaki açılım bu akrabalar üzerinden yapılıyor. Aile büyüklerinizden öğrendiğiniz bilgiler sizi 1900'lü yılların gerisine götürebilir. Bundan sonra ise işin zor kısmı başlıyor. Osmanlı dönemi resmî kayıtları ve tarihî belgeler önemli veri kaynakları.

UZMANLAR NE DİYOR?

Devlet Arşivleri Genel Müdürü Yusuf Sarınay: "Eski defterleri tasnif ediyoruz"

"Şu anda elimizdeki defterleri tasnif ediyoruz. Adres tespitleri yapılıyor, numaralar veriliyor. Elde edilen bilgiler dijital ortama geçiriliyor. Terslik olmazsa birkaç ay içerisinde bu bilgileri meraklılarıyla paylaşacağız. Soyağaçları ile ilgili araştırma yapanlar, 1800'lü yılların başına kadar gidebilecek."

Psikiyatrist Prof. Dr. Bengi Semerci: "İnsan yalnızlaştıkça geçmişine özlem duyar"

"Son yıllarda kitle iletişim araçlarının gelişmesiyle bu konu adeta bir 'merak patlamasına' dönüştü. Bu duygunun son yıllarda depreşmesinin sebebi modern dünyada insanın kendisini yalnız hissetmesi. Yalnızlık, geçmişe duyulan merakı da beraberinde getiriyor."

Tarihçi Doç. Dr. Erhan Afyoncu: "Eğitim ve gelir seviyesi merakı artırdı"

"İnsanın bir şeyleri merak edip araştırması için eğitim seviyesinin artması gerekiyor. Burada önemli olan şecere araştırmalarının tarihî olaylar göz önünde bulundurularak yapılması. Mesela göçler, büyük yangınlar ve harpler özümsenirse soyağacınızı çıkartmanız kolaylaşır."

Sosyolog Doç. Dr. Mazhar Bağlı: "Türk-Kürt kavgası çıkarmak isteyenler, önce kendi soyağaçlarını incelesin"

"Soyağaçları ile ilgili araştırma yapanlar Türkiye'nin çok farklı etnik yapıları içerisinde barındırdığını göreceklerdir. Mesela içerisinde bulunduğumuz şu günlerde kaygıyla izlediğim bir durum var. Birileri Türk-Kürt çatışması çıkarmaya çalışıyor. Bu zihniyetteki insanlar zahmet edip bir baksalar Kürtlerle Türklerin birbirlerinden kız alıp verdiklerini görecekler. İşte bu açıdan insanların soyağaçlarını araştırması hayati önem taşıyor."

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.