Şuayip YAMAN

Sergide; Çanakkale Zaferi ve sonrasını resmeden Çubuklu Ressam Fatma Tıknaz bu vesile ile kuru kalem çalışmalarını da sergileme fırsatı buldu.

Çubuk'ta yaşayan ve doktor tavsiyesiyle aldığı eğitimle resim yapmaya başlayan ev kadını Ressam Fatma TIKNAZ (62) yaşında ikinci kişisel sergisini açtı.

Çubuklu Ressam Fatma TIKNAZ, ikinci ‘Kişisel Resim Sergi’sini Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nin Çubuk Yerleşkesindeki Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu zemin katındaki fuaye (dinlenme alanı, koridor) de açtı.

Serginin açılış kurdelesi; İlçe Belediye Başkan Yardımcısı Lokman Kılıç, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi (YBÜ) Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Müdürü Prof. Dr. Aytunç Ateş ve Ressam Fatma Tıknaz tarafından kesildi.  

Yüksek Okul Sekreteri Aysen Erdoğan da sergide hazır bulundu.

Resim Sergisine Yüksek Okul öğrencilerinin yoğun ilgisi vardı.

Belediye Başkan Yardımcısı Lokman Kılıç resimleri teker teker inceledi.

Açılış sonrası sergideki resimleri inceleyen ve Ressam Fatma Tıknaz’dan ayrı ayrı bilgi alan Çubuk Belediye Başkan Yardımcısı Lokman Kılıç yaptığı açıklamada, “Her birinde ayrı bir emek sarf edilmiş.

Fatma ablamızın resim yapmaya olan azmi umarım gençlere örnek olur. Görüyorum ki yüksek okul gençlerimiz kendisinden çok etkilenmiş.

Sanatla uğraşmak insanın ruhunu yüceltir, insana huzur verir. İnsanoğlu bir şey ürettiği zaman bundan sevinç duyar.

Gerçekten çok güzel emek verilmiş, çok güzel resimler gördük. Fatma ablamız da üretmiş ve ürettiğiyle de gurur duyuyor.

Resimler gerçek bir sanatçının ince görüşlülüğünü yansıtıyor.

Fatma ablamızın eline sağlık, kendisini kutluyor, başarılarının devamını diliyorum.” Dedi

“Benim işim ressamlık”

"Benim işim ressamlık” diye sözlerine başlayan Ressam Fatma Tınaz, “Dolayısıyla böyle güzel ve anlamlı bir günün anısına hocalarımın desteği ile çok güzel eserler hazırladım.

Eserlerimin çoğunu Çanakkale'de şehit düşen askerlerimizin anısına yaptım.

Yaklaşık 6 yıl önce bazı şikâyetlerim üzerine gittiği hastanede yapılan tetkik ve doktor muayenesinde herhangi bir sağlık sorunumun bulunmadığı tespit edildi.

Doktorum, Şikâyetlerimin psikolojik olabileceğini belirterek, resim yapmam tavsiyesinde bulundu.

Bunun üzerine katıldığım Aile Yaşam Merkezi’ndeki kursta kısa sürede önce resim tekniğini öğrendim. Resim çalışmaları sonucunda da hem hastalıktan kurtuldum, hem de çok güzel eserler ortaya koyma fırsatını yakaladım.

100 ‘ün üzerinde yağlı boya tablo yaparak, yakınlarıma hediye ettim.

 Hocalarımın ve arkadaşlarımın önerisi üzerine Tarihi Bekir Ağlar Konağı Çubuk Şehir Müzesi Sergi Salonu'nda açtığım ilk kişisel sergimde resimlerimin daha geniş kitlelerin beğenisine sunmanın mutluluğunu yaşadım.”

“Kadın isterse her şeyin üstesinden gelir”

Demek ki kadın isterse her türlü zorluğun altından kalkar.

Çubuk’ta yaşayan insanlar olarak bizden sonraki nesillere mutlaka bir şeyler bırakmamız lazım. Onlara sanatı sevdirmemiz gerekir.

Eğer biz büyükler gelecek kuşaklara bir şeyler göstermez, onları aşılamaz isek bu tür sanatlar da ölür. O yüzden kimin elinden ne geliyorsa mutlaka gençlere de öğretmeli ve göstermeli.

İlçemizde unutulmaya yüz tutan el sanatları ile birlikte müzik, tiyatro, resim canlandırılmalı,

İlçemiz cıvıl cıvıl olmalı ve sanatta ilçemiz yeniden parlamalı.

 “Resim Çocukluk Hayalimdi”

1957 yılında Çubuk Esenboğa Köyü’nde doğdum. İlkokulu eski Çubuk Yıldırım Beyazıt İlkokulu’nda okudum.

Öğretmen Okulu’nu kazandım. Okul Müdürü Gazi Karadağ’ın ısrarlarına rağmen Öğretmen Okulu’na gidemedim. Çünkü babam göndermedi.

Yıldırım Beyazıt İlkokulu’nda açılan Akşam Kız Sanat Okulu’na yazıldım. Okul Müdürümüz yine Gazi Karadağ idi.

Akşam Kız Sanat Okulu’nda; Çiçek Yapımı, El Sanatları, Resim, Dikiş-Nakış, Yemek Pişirme, Çocuk Bakımı gibi kurslar gördüm.

Her kurs yaklaşık 2 yıl sürdü. Toplamda 10 yıl kurs aldım.

Bundan sonra Çubuk Halk Eğitim Merkezi’nde düzenlenen kurslara katıldım. Buradaki kurslar Akşam Kız Sanat Kursları’nın bir devamı idi.

27 yaşında iken evlendim. Bir oğlum var.

“Resim bende bir yetenek”

Daha 4 yaşında iken bir yaşındaki yeğenimin tıpkı fotoğrafındaki gibi karakalem ile resmini çizdim.

Sonra ilkokul çağlarımda resimler yaptım.

İlkokul ve Akşam Kız Sanat Okulu’nda çizgilerimi geliştirdim. Evlendikten sonra da oğlum okula gidip ev de yalnız kaldığımda karakalem resimleri yaptım.

Oğlum evlendikten sonra bir rahatsızlığım nedeniyle muayene için gittiğim doktor beni ‘Aile Yaşam Merkezi’ne yönlendirdi.

Burada Aile Yaşam Merkezi Müdürü Meltem Hanım ile tanıştım. Meltem Hanıma yağlı boya çalışmak istediğimi söyledim.

Oda benim çalışmalarıma yardımcı olması ve Aile Yaşam Merkezi’ndeki kursiyerlere resim

kursu vermesi için (Ankara Kalesi’nde Resim Atölyesi olan) Ressam Saadet Hocayı getirdi.

Saadet Hoca beni karakalem çalışması ile imtihan etti. Onunla ilk resim çalışmamız yabancı bir ressamın karakalem portresi idi.

Saadet Hoca bu çalışmamı çok beğendi. Bende bu çalışmayı Saadet Hoca’ya hediye ettim.

Saadet Hoca ile Yağlı Boya resim çalışmalarımız 6 ay sürdü.

Daha sonra Resim Öğretmenimiz Kübra Hoca (Ünal) ile Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın nokta resim çalışmasını bir yıl müddetçe birlikte yaptık.

Kübra Hoca ile yağlı boya resim çalışmalarımız halen devam ediyor.

Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi Salonu’ndaki bir sergide kursiyerlerle beraber 10 adet yağlı boya eserimi sergiledim.

Hemen hemen her konuda resim yapıyorum. Kullandığım boyalar özeldir. Üzerinde Van Gogh yazan boyalar kullanırım.

Saadet (Metin) Hocam bu yüzden bana “Dişi Van Gogh” ismini takmıştı.

Saadet Hocamla ilişkilerimiz devam diyor. Saadet Hocamla yılda iki kez bir araya gelerek “Gelincik Tarlası” kompozisyonu üzerinde çalışıyoruz. Bu çalışma 2 yıldır devam ediyor.

Kopya çalışmıyorum. Eserlerim tamamen kendi yeteneğim olup; Bilgisayar da gezinti yaparken beğendiğim manzara ve portreleri alıp çiziyorum.

Saadet Hoca, “Özgün Ressam” olduğumu söyler ve fırçama çok değer verir. Fırça hareketlerimi sürekli inceler.

"Kuşları resmetmek istiyorum"

Ailesinin de kendisini desteklediğini anlatan Ressam Fatma Tıknaz, resimlerini hediye etmekten ve beğeniye sunmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi.

Tıknaz, bundan sonraki hedefinin yaban hayvanları ile doğayı resmetmek olduğuna işaret ederek, "İnşallah bundan sonra ilçemizin doğal güzelliklerini, kuşları resmetmek istiyorum.

Bu sayede hem doğayı tanıtmış olacağım hem de eserlerimi yapmayı sürdürmüş olacağım." diye konuştu. Evde oturan ev hanımlarına da sanatla uğraşmalarını öneren Tıknaz, kadınların yetenekli olduğunu, bu yeteneklerini bir sanat dalına yansıtmaları tavsiyesinde bulundu

“Çalışmalarım ölene kadar devam edecek”

Resim yapmayı çok seviyorum. Çalışmalarım ölene kadar devam edecek.

Tüm hanımları özellikle Çubuklu hanımları yanımda görmek istiyorum. Çünkü onların gün yüzüne çıkmamış bilgi ve becerileri olduğuna inanıyorum. Bu yüzden onları gün yüzüne çıkarmak istiyorum.

Benim yeteneğim 55 yaşımda gün yüzüne çıktı. Zaten bu da 4 yaşımdan beri içimde bir uhde idi. Ben muradıma erdim, gelip onlarda ersinler...”

“Gençler boş gezmesinler”

Ülkemizin tanıtımı için gençlerimize çok büyük sorumluluklar düştüğünü ifade den Ressam

Fatma Tıknaz, “Gençlerimizin tüm yabancı ülkeleri gezip görmelerini istiyorum.

Gençler boş gezmesinler...

Mümkünde A’dan Z’ye tüm dünya ülkelerini gezsinler.  O ülkelerin liderlerini, örf, adet, gelenek, görenek ve kültürlerini öğrensinler. Devlet büyüklerimiz de onlara yardımcı ve destek olsunlar...

Gençler devlet koruması altında dünyayı gezsinler. Her ülkenin her halini gezip, görsünler.

Onlar nasıl bizim ülkemizi nasıl tanıyorlarsa bizim gençlerimiz de onları tanısınlar. Yabancı gençler ülkemize gelip taaa dağlarımıza kadar gezip bizi biliyorlar. Bizim gençlerimizde neden hem ülkemizi ve hem de yabancı ülkeleri gezip bilgi sahibi olmasınlar...” Dedi.

Ressam Fatma Tıknaz’ın Resim Sergisi 5 gün devam edecek ve Cuma (19.04.2019) günü sona erecek.