Kuruçay müzesi,Kuruçay köyü dernek binasında sergilenmekte.Yüz elli yıl önce kurulan medreseden günümüze kalan;el yazmaları,Kuran-ı kerimler bu müze de sergileniyor.Ayrıca 1300'lü yıllardan kalma;perdeden,kemere,gaz lambasına,Çubuk'un tarihini yansıtan eserler sergilendi.

Her bir eşyanın hikayesi var.Şuan yaşamayan insanlara ait el araçları,tarım aletleri,ayrıca Çubuk ve çevresinde aydınlanma ve 19.yy din adamlarının yetişmesine imkan tanıyan1913 yılında kurulan vakıf medresesin de ders veren müderrislerin el yazmalarından bir kısmına ulaşıldı.Hiç birinin bir başka benzeri olmayan bu eserler,paha biçilmez bir güzellik ifade ediyor.

Yine 1918 yılından bugüne kalan bir nişan elbisesi veya 1925 yılın da giyilmiş bayan elbisesi,geçmişte yaşayan insanımızın;zevkini,estetik anlayışını ve el becerisini ortaya koyuyor.1908 yılın da trabulsgarp savaşına katılan Atatürk'le omuz omuza savaştıktan sonra elinde kalan son kurşunları bırakan Halil İbrahim Avcı'nın hatıraları da bu müzede sergileniyor.
Bu nesneleri gördükçe,geçmiş yüzyıldaki Osmanlı çöküşü ve ardından Anadolu'da kurulan;Ulusal Türk Devleti'nin kuruluşunu ve tarihini bugüne yansıtıp ölümsüzleştiyor.

Recep Taş : - "Yaptığımız bu sergiye Kuruçay Köyü'nde Yaşayan Tarih" adını verdik.Bunun dışın da bir istisna olarak yaşayacak tarih diyebileceğimiz,tarihe bir not düşmüş olan kitap yazarak,onur köşemiz de yaşayan ve yaşayacak olan bir sergimiz var.Ayrıca Edebi alan da eserler vermiş kişilerin eserlerini de müzemizde sergiliyoruz.Tüm Çubuk Halkını tarihini öğrenmek,öğretmek ve yaşamak adına bu müzeye davet ediyorum"