'Kenelerde sadece KKKA yok'

'Kenelerde sadece KKKA yok'

Keneler daha birçok enfeksiyona da neden oluyor.

Keneler daha birçok enfeksiyona da neden oluyor.

Türkiye'de son yıllarda onlarca insanın ölümüne neden olan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığıyla gündeme gelen kenelerin, romatizma benzeri şikayetlerle kendisini gösteren “Lyme” ve daha birçok enfeksiyona da neden olduğu bildirildi.

Uludağ Üniversitesi (UÜ) Veteriner Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Levent Aydın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, şu anda dünyada kenelerle bulaşan, kimi tıp çevrelerine göre 300, kimilerine göre de 600-700 enfeksiyon bulunduğunu belirtti.

Bu enfeksiyonlardan en önemlisinin son yıllarda yaşanan ölümlerle gündeme gelen KKKA olduğunu ifade eden Aydın, KKKA'nın 1940'lı yıllarda ortaya çıktığını belirterek, “hastalık, Bulgaristan, Yunanistan dahil çevre ülkelerde 30 yıldır var. Hatta oralarda ölüm oranları çok yüksekti. Bizde ölüm oranları yüzde 5-6'lardayken bazı ülkelerde yüzde 30-40'larda. Türkiye'deki varlığı 2002'den beri biliniyor. Tokat'ta başlayan hastalığın şu an 20 ilde varlığı biliniyor” dedi.

Prof. Dr. Aydın, günümüzde dünyada 3 aileye bağlı 20 soyda 860 kene türünün saptandığını, Türkiye'de 2 aileye bağlı 10 soyda yaklaşık 32 kene türünün bulunduğunu dile getirerek, bu kenelerin birçok enfeksiyonu insanlara bulaştırabildiğini kaydetti.

Kenelerden bulaşan önemli bir hastalığın da “Lyme” olduğunu anlatan Aydın şunları söyledi:

“Lyme hastalığına neden olan kene türü 'Ixodes ricinus'tur. Güney Marmara'da bulunan 16 kene türünden en yaygını budur. Topladığımız her 4 keneden biri 'Ixodes ricinus'tur. Bizim yöremizin dominant kenesi bu tür. Lyme hastalığı 1975'te ABD'nin Connecticut eyaletindeki Lyme kasabasında çıkıyor. İnsanlarda deri döküntüleri, artrit tabloları görülüyor. Ancak hastalık 1982'ya kadar isimlendirilemiyor.

1982'de bir profesör, hastalığın 'Ixodes ricinus' türü kenelerden bulaşan 'Borrelia burgdorferi' bakterisinden kaynaklandığını belirliyor. Kene ısırmasıyla bulaşan bu hastalığın üç aşaması var. Birinci aşamada ısırığın çevresinde deri döküntüleri ve kızarıklıklar oluyor. İkinci aşamada artrit, yani romatizmaya benzer semptomlar görülüyor. Üçüncü aşamada ise organlar etkileniyor. Lyme hastalığı kroniktir ve hastalar basit bir antibiyotik tedavisiyle iyileşebiliyor.”

Aydın, KKKA'dan farklı olarak hayvanlarda da görülebilen Lyme hastalığının Türkiye'deki ilk varlığının, 1993'te UÜ Tıp ve Veteriner fakültelerinin ortak çalışmasıyla tespit edildiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:

“Literatürde 'Ixodes ricinus'un Lyme hastalığına neden olduğunu okuyorduk. Bu kene bölgemizin en yaygın kenesi. Kenenin yerleştiği ortam ormanlık bölgeler. Araştırmalarımızda hastalığı Güney Marmara'da tespit ettik. Türkiye'de hastalığın görüldüğü bölgeler daha çok Karadeniz sahil şeridi, İstanbul da dahil olmak üzere ve Güney Marmara. Fakat Orta ve Doğu Anadolu'nun belli odaklarında da var. İklimler değiştiği için hastalık başka yerlerde de çıkabilir.”

Lyme hastalığının antibiyotiklerle tedavi edilebilen bir hastalık olmasına rağmen hastalığın en geç ikinci aşamada teşhis edilmesi gerektiğine dikkati çeken Aydın, “Çünkü bundan sonrasında hastalık organ bozukluklarına neden oluyor. Kalbi, beyni etkileyebilen bir hastalık. Ancak Kırım-Kongo'nun yanında çok masum bir hastalık. Bugün hastalık başladıysa haftaya ölünmüyor; bir ilerleme süreci var. Aslında bu hastalık Avrupa ülkelerinde de yaygın olarak görülüyor” dedi.
ANKARA HABER

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.