“'KAGEM ORMANLARI HATIRA ORMANI” ÇUBUK’TA...

“'KAGEM ORMANLARI HATIRA ORMANI” ÇUBUK’TA...

81 İlde “KAGEM Ormanları” kapsamında ilçemizde de ”KAGEM Ormanları Hatıra Ormanı” oluşturuldu. Bu kapsamda Ankara ve çevre ilçelerde 40 bin fidan dikildi.

                                                                   Şuayip YAMAN

 

Türkiye’de çevre bilincinin artırılması amacıyla Türkiye Diyanet Vakfı Kadın Aile ve Gençlik Merkezi (KAGEM) tarafından 81 ilde başlatılan ‘KAGEM Orman Projesi’ Çubuk’ta düzenlenen törenle başladı.

 

Törene diyanet İşleri Başkanı ve Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Mütevelli Heyeti Başkanı Gülmez’in Validebağ Korusu’nun yanında inşa edilecek camii ile ilgili çarpıcı açıklaması damga vurdu.

 

Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Türkiye Diyanet Vakfı (TDV), Kadın Aile ve Gençlik Merkezi (KAGEM) işbirliği yaparak oluşturacağı 'KAGEM Orman Projesi'nin açılış törenine Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in yanı sıra Orman ve Su İşleri Bakan Yardımcısı Nurettin Akman, Çubuk Kaymakamı Cemal Şahin, Belediye Başkanı Dr. Tuncay Acehan, Ak Parti İlçe Başkanı Av. Baki Demirbaş, BBP Çubuk İlçe Başkanı Ahmet Yalama, İlçe Müftüsü Bilal Kara, kamu kurum kuruluşlarının temsilcileri, muhtarlar ile vatandaşlar katıldı.

Görmez, burada yaptığı konuşmada, camilerin ağaçlandırılmasına ve mezarlıkların yeşil alanlara dönüşmesi için başlatılan çalışmalara destek olan Orman ve Su İşleri Bakanlığına teşekkür ederek, bütün Diyanet camiasına Orman Bakanlığı ile başlatılan çalışmaya destek olma davetini bildirdi.

Türkiye’de çevre bilincinin artırılması amacıyla Türkiye Diyanet Vakfı Kadın Aile ve Gençlik Merkezi (KAGEM) tarafından 81 ilde başlatılan “KAGEM Orman Projesi” ilçemizde düzenlenen törenle başladı.

KAGEM ve Orman Genel Müdürlüğü arasında imzalanan protokol gereğince 4 milyon fidanın dikileceği KAGEM Orman Projesi kapsamında yapılan tören, Talha Figen’in Kuran Tilaveti ile başladı.

 

Kuran Tilaveti’nde, Kuranı kerim’in tabiatla ilgili olarak; Enam Suresi 99. ayet, Nemi Suresi 60. ayet, Hac suresinden 63. ve 64. ayetler okundu ve mealleri açıklandı.

 

Ayrıca konu ile ilgili olarak Yüce Peygamberimizin, “Birinin elinde bir fidan varken, kıyamet kopuyor olsa bile derhal onu diksin”  hadisi hatırlatıldı.

 

KAGEM Müdürü Hicret Toprak, “Niçin KAGEM Ormanları”

 

TDV Kadın Aile ve Gençlik Merkezi (KAGEM) Müdürü Hicret Toprak, İslam'da tabiatla barışık bir dünya düzeninin öngörüldüğünü söyledi.

Bu kapsamda çevre bilinci konusunda farkındalık oluşturmak üzere "KAGEM Orman Projesi"ni hazırladıklarını belirten Toprak, vakıf olarak özellikle "ekolojik kıyamet" denilen olgu karşısında inisiyatif almaları gerektiğine inandıklarını dile getirdi.

Su kaynaklarının kuruduğu, ormanların yok olduğu bir dönem i yaşıyoruz. Bu nedenle bir farkındalık yaratmak için Ankara’da 40 bin, Türkiye çapında da 40 milyon 500 bin fidan dikeceğiz.

Bizim için metafor Türkiye’yi yeşertmek. KAGEM Ormanları, güzel bir proje, onunla beraber biz de büyüyeceğiz.

Toprak, protokolün geçerli olacağı 5 yılda, merkez ve 81 ildeki şube üyeleriyle çalışanlarının adına, sertifikası olacak şekilde bin 100 hektarda 40 milyon 500 bin fidan dikilerek KAGEM ormanları oluşturulmasının hedeflendiğini anlattı.

“Çevre Bilinci İçin Eğitimler Verilecek”

Proje süresince merkez ve şubelerde belli aralıklarla hedef gruplara yönelik doğa ve çevre bilincinin gelişmesini amaçlayan eğitimler verileceğini ifade eden Toprak, şöyle konuştu: "Fidan dikme ve yeşil örtünün genişletilmesi, küresel ısınma, ekolojik dengenin korunması, erozyon, tatlı su kaynaklarının korunması ve geri dönüşümün önemi gibi konularda farkındalık oluşturmak adına eğitimler verilecek. Toplumun en önemli yapı birimi olan ailede ve özellikle gençlerde tabiata sahip çıkma hususunda bilinç düzeyinin yükseltilmesini amaçlıyoruz. Fidan dikme çalışmalarına katılan gençlerimizin, yaşadıkları çevreye duyarlılıklarının geliştirilmesi amacıyla da hedef gruplara eğitimler verilecek.”

Toprak, "Hiç bir Müslüman yoktur ki, o, ağaç diksin yahut ekin eksin ve mahsûlünden insan, kuş, kurt yesin de kendisi bundan istifade etmiş olmasın. Elbette o Müslüman da diktiğiyleektiğiyle sevap alır.”  Dizelerinden hareket ederek, “Ziraata ve ağaç dikmeye çok ama çok önem vermeliyiz.

Ağaç, doğduğunuzda sizi karşılayan, öldüğünüzde de sizi götüren bir nesnedir.

Her yıl bir Kıbrıs Adası kadar toprak denizlere akıyor. Oysa buradan öte gidecek bir yer yok.”

Orman Genel Müdürü İsmail Üzmez, “Her Yeri Ağaçlandıracağız”

Üzmez, “Toprak ağaç olmazsa hayat da olmaz. Dağ, taş her yeri ağaçlandıracağız.

Türkiye'nin fidan dikimi ve ağaçlandırma konusunda ayağa kalktı. Türkiye'de 1946 yılından buyana 7 milyon 635 bin hektar alanda ağaçlandırma çalışması yapılmış.

7 milyar 100 milyon fidan dikilmiş. 68 yılda yapılan çalışmanın yüzde 52'sine tekabül eden 3 milyon 949 bin hektar alan son 11 yılda yapılmıştır.

Bu sürede 3 milyar fidanı toprakla buluşturmuştur. 2002 yılından 2014 yılına kadar Türkiye'de orman alanları 900 bin hektar artmıştır.

Basında hep şu söylenir. Ormanlar ve yeşil alanlar azalıyor, çölleşme hızla geliyor diye. Oysaki, Türkiye'de orman alanları artmıştır. Bugün itibariyle ülkemizin yüzde 27'si orman alanıdır. 2023 yılında bu alanı yüzde 30'a çıkarmayı hedefliyoruz" diye konuştu.

Orman ve Su İşleri Bakanı Yardımcısı Nurettin Akman, “Şöyle etrafa baktığımızda tepelerde tek tek ağaçlar görüyoruz. Oysa Timur, 1402 tarihinde yapılan Ankara Savaşı’nda fillerini bu bölgeye (Esenboğa Havaalanı) ve çevresindeki ormanlığa saklamış..

Akman, son 12 yılda orman varlığının 900 bin hektar artırıldığını, fidan üretiminin ise 6 katına çıktığını, 2008 - 2012 yılları arasında ilan edilen ağaçlandırma seferberliği ile neredeyse Belçika'nın yüzölçümü kadar alanın ağaçlandırıldığını ve adeta bu konuda bir rekor kırıldığını bildirdi.

Bütün bu çalışmaların, halkın desteğiyle hayata geçirildiğini anlatan Akman, "TDV ve KAGEM ile yapılan protokol neticesinde 5 yıl boyunca bin 100 hektar alanda dikilecek 4 milyon 50 bin fidanın, Timur'un fillerinin saklanabildiği kadar sık ormanlarının olduğu rivayetinin olduğu bölgeden başlatılıyor olmasının da bu projenin hedefi açısından çok anlamlı bulduğumu özellikle söylemek istiyorum.

Akman, Bakanlık olarak 2003–2013 yılları arasında 4 milyon hektar alanda çalışma yapıldı ve toplam 3 milyar fidanın toprakla buluşturuldu.

 

Akman, son 12 yılda orman varlığının 900 bin hektar artırıldığını, fidan üretiminin ise 6 katına çıktığını, 2008 - 2012 yılları arasında ilan edilen ağaçlandırma seferberliği ile neredeyse Belçika'nın yüzölçümü kadar alanın ağaçlandırıldı ve adeta bu konuda bir rekor kırıldı.

Bütün bu çalışmaların, halkın desteğiyle hayata geçirildiğini anlatan Akman, "TDV ve KAGEM ile yapılan protokol neticesinde 5 yıl boyunca bin 100 hektar alanda dikilecek 4 milyon 50 bin fidanın, Timur'un fillerinin saklanabildiği kadar sık ormanlarının olduğu rivayetinin olduğu bölgeden başlatılıyor olmasının da bu projenin hedefi açısından çok anlamlı bulduğumu özellikle söylemek istiyorum.

 Ağaç, yeşil, orman bizim geleneksel kültürümüzdür. Sahip çıkmalıyız.”

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, “ İbadet Sevgisiyle Ağaç Sevgisi Çatışmamalı”

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, İstanbul Üsküdar’daki Validebağ Korusu’nun bitişiğindeki arsaya yapılması planlanan cami ile ilgili, “800 metrekare üzerinde bir cami inşa edilecek. Bir tarafta mescit inşa etmek üzere insanlar görüyorsunuz, bir taraftan da ağaç sevgisi, ‘ağaçlar kesilmesin’ diye gösteri yapan insanlar görüyoruz. Her şeyden önce bu bize yakışmıyor. İbadet sevgisi ile tabiat sevgisi karşı karşıya gelecek sevgiler değildir” dedi.

Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Türkiye Diyanet Vakfı (TDV), Kadın Aile ve Gençlik Merkezi (KAGEM) işbirliği ile oluşturulacak ‘KAGEM Orman Projesi’nin açılış töreninde konuşan Görmez, şunları söyledi:  “Birkaç gündür üzülerek İstanbul’un bir bölgesinde (Validebağ) bir tartışmaya şahit oluyoruz. Biz gönül dünyamızın derinliklerinde halen sakladığımız öfkeleri, başka şekillerde ifade etmeliyiz. O öfkeleri, tabiat sevgisiyle ibadet sevgisi, tabiat sevgisiyle mabet sevgisi üzerinden ifade etmemeliyiz.

İslam Peygamberi buyuruyor ki; ‘Yeryüzü bize mescit kılındı. Gördüğünüz bütün ağaçlar, çiçekler, tabiat ve yeryüzü bir mabet.’ Dolayısıyla ibadet sevgisi ile mabet sevgisini karşı karşıya getirerek birbirimizi üzmek, birbirimize bu sevgiler üzerinden öfkemizi göstermeye kalkışmak bize yakışmıyor.

 

İbadet sevgisiyle tabiat sevgisi karşı karşıya gelecek sevgiler değildir. Bunun da bir an evvel sona ermesini diliyorum..

 

 “Ağaç Dikmek En Büyük Sadakadır”

 

Gülmez, “Bu tür etkinliklerde ki asıl amacımız, insanın tabiatla ilişkisini yeniden gözden geçirmesini sağlamaktır. Tabiat insanların günahlarını taşıyamaz hale geldi. Bizim yapıp ettiklerimizden dolayı kâinat bizi taşıyamamaya başladı.

 

Biz sadece gönül dünyamızı Kerbela'ya dönüştürmedik. Biz içinde yaşadığımız tabiatı da Kerbela'ya dönüştürdük. Biz tabiatı o kadar hoyratça kullandık ki, sadece Allah'ın bize verdiği nimetleri tüketmekle kalmadık, bizden yüzyıllar sonra dünyaya gelecek nesillerin de nimetlerini tüketmeye başladık.

 

O yüzden insanoğlu tabiatla ilişkisini yeniden gözden geçirmek zorundadır. Kuran'ı Kerim, tabiatı Müslüman olarak tasvir eder. Müslüman, Allah'a teslim olan demektir. Tabiat Allah'a teslim olmuş, Müslüman’dır. Ağaçlarıyla, ormanlarıyla, nehirleriyle, dağlarıyla, taşlarıyla Allah'ı tespih eden ona secde eden Müslüman’dır. Kainat, tabiat Müslüman’dır ama insan tabiatın Müslümanlığına müdahale etti. O kadar hoyratça kullandı ki, tabiatın dengesi bozuldu. Tabiatın Müslümanlığı da alt üst oldu. Ağaç dikmek en büyük sadakadır. Toprağa dikilen her fidan sadakadır. Bütün canlıların bu ağaçların nimetlerinden istifade etmesi bu ağaçları diken her insan için sadakadır. Bununla birlikte asıl amaç insanoğlunun tabiatla ilişkilerini yeniden gözden geçirmek olmalıdır.”

 

 “Kâinatın Dengesini İnsanoğlu Bozdu”

“ 

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, "Allah Kuran'da yeryüzüne yerleştirdiği bir dengeden söz eder. Allah gökyüzünü yarattı ve oraya bir denge yerleştirdi. Tabiata da bir denge yerleştirdi. Bugün yaşadığımız en büyük sorun, insanoğlu tabiatın da dengesini bozmaya başladı. Kendi gönül dünyasındaki dengeyi kaybetmekle başladı. Allah ile insanlarla ilişkilerimiz bozulunca tabiatla da ilişkilerimiz bozuldu. İnsan büyük bir güç tutkusuna kapıldı ve yeryüzünün mutlak sahibi gibi hareket etmeye başladı. Kainatın ona emanet olduğunu unutup kainatın sahibi gibi hareket etmeye başladı ve kainatın dengesini bozdu.

 

Görmez, insanların her şeye müdahale eder hale geldiğini ve tabiatın mutlak sahibi gibi kendini görmeye başladığını vurguladı.

İnsanın büyük bir tüketim hırsına girdiğini aktaran Görmez, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İnsanoğlu kainatı ve tabiatı o kadar hoyratça kullandı ki, tabiatın dengesi bozuldu. Tabiatın Müslümanlığı da alt üst oldu. Yüce Peygamber Müslüman’ı bal arısına benzetti. Bal arısı hep güzel şeyleri yer. Ama biz arının Müslümanlığına da müdahale ettik, arının önüne şeker koyduk ve onun sahte bal üretmesini sağladık. Bu sadece bir örnektir. Biz süte de müdahale ettik ve sahte süt üretmeye başladık. Dolayısı ile kainatın dengesini biz böyle bozduk. Ama İslam Peygamberi devam ediyor. Müslüman bal arısı gibidir. Hep güzel şeyler yer, hep güzel şeyler üretir, her yere konar ama hiçbir yeri ne kırar ne de döker. Her insan zücaciye dükkanına giren fil gibi tabiata girdi ve tabiata müdahale etti. Allah ile ilişkilerimiz bozulunca, tabiatla ilişkilerimizde bozuldu. İnsan büyük bir tüketim hırsına girdi. Büyük bir güç tutkusuna kapıldı ve yeryüzünün mutlak sahibi gibi hareket etti. Tabiatı Allah'ın ona verdiği bir emanet olarak görmeyip, tabiatın sahibi gibi hareket etmeye kalkıştı."

“Tabiata karşı Daha Şefkatli Olan Kadın Kalbi..”

Proje konusunda KAGEM'in bütün üyelerine de teşekkür eden Görmez, "Zannediyorum onlar baktılar ki özellikle erkek kardeşleri bunun üstesinden gelemiyorlar. Tabiata karşı daha şefkatli olan kadın kalbini de harekete geçirerek, bunu başarabileceklerini gösterecekler inşallah" dedi.

Bu tür etkinliklerle amaçlarının sadece ağaç sayısını artırmak olmadığını vurgulayan Görmez, öncelikle amaçlarının insanla tabiat ilişkisini yeniden gözden geçirilmesini sağlamak olduğunu kaydetti. 

“Tabiat İnsanların Günahlarını Taşıyamaz Hale Geldi”


İnsanın sadece gönül dünyasını Kerbela'ya dönüştürmediğini aynı zamanda tabiatı da Kerbela'ya dönüştürdüğünü ifade eden Görmez, şöyle konuştu:
"Ben Pursaklar nüfusuna kayıtlı bir vatandaşım. Pursaklar anlamı nereden geliyor? Pursaklar, içerisinde her türlü orduyu saklayacak orman demektir. Kelimenin aslı 'pürsaklar'dır. Dolayısı ile bu orman alanlarına şimdi bakıyoruz az sayıda ağaç görüyoruz. Öncelikli amacımız insanın tabiatla olan ilişkisini yeniden gözden geçirmesini sağlamaktır. Tabiat insanların günahlarını taşıyamaz hale gelmeye başladı. Bizim yapıp ettiklerimizden dolayı tabiat bizi taşıyamaz hale gelmeye başladı. Biz sadece gönül dünyamızı Kerbela'ya dönüştürmedik. Biz içerisinde yaşadığımız tabiatı da Kerbela'ya dönüştürdük. Biz tabiatı o kadar hoyratça kullandık ki, sadece Allah'ın bize verdiği nimetleri yok etmekle kalmadık, bizden yüz yıllarca sonra dünyaya gelecek nesillerin nimetlerini de tüketmeye başladık. Onun için insanoğlu tabiatla ilişkisini yeniden gözden geçirmek durumundadır."

Allah’tan Niyazımız Gönül Dünyamız Kerbela Çölüne Dönüşmesin”

Hicri takvime göre yeni yılın ilk günü olması dolayısıyla da yeni yılı tebrik eden Başkan Görmez, "Bugün Hicri takvime göre yeni bir yılın ilk günüdür. İslam dünyasının farklı mezheplerini, inançlarını bir araya getiren Muharrem ayının ilk günündeyiz. Öncelikle Muharrem ayının milletimize âlemi İslam'a hayırlar getirmesini Allah’tan niyaz ediyorum. Muharrem ayının içinde aynı zamanda Aşure'yi, ortak hüznümüz olan Kerbela'yı, Kerbela'da hayatını hak ve adalet uğruna feda eden Hz. Hüseyin'i yâd edeceğiz.

 

Allah'tan niyazımız gönül dünyamızı Kerbela çölüne dönüştürmemek. İnşallah yüreklerimiz Kerbela'ya dönmez. Birbirimize, tabiata, kâinata karşı sevgiyle, rahmetle, merhametle, şefkatle bakmaya devam eder, gelecek nesillere daha güzel bir dünya inşa ederiz" dedi.

 

Görmez ve beraberindeki heyet, hayatını kaybeden ve halen yaşayan Diyanet İşleri Başkanları adına fidan dikti ve can suyu verdi.

 

 Çubuk Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü'nün de destek verdiği program, fidan dikiminin ardından, kumanya, fide dağıtımı ile birlikte Aşağı Çavundur Muhtarı tarafından verilen gözleme, turşu ve ayran ikramı ile sona erdi.

agac01-vert.jpg

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.