Gökçek ile sıradışı sohbet!

Gökçek ile sıradışı sohbet!

Melih Gökçek'le gündem dışı bir sohbet...

Siyasi kimliği, projeleri ve polemikleriyle adından söz ettiren Melih Gökçek'le gündem dışı bir sohbet yapmak istedik, ama onun kişiliği buna izin vermedi Ankara'yla ilgili en çok hayal ettiği şeyleri dile getiren Gökçek, kente kuracağı tesisle çok iyi futbolcuların burada yetişmesini sağlayacak.

Melih Gökçek, siyasetin popüler isimlerinden. Yaptığı alt-üst geçitler mi, Emin Çölaşan'la polemiği mi, Mimarlar Odası'ndan onay alamayan projeleri mi derseniz, hepsiyle tartışma konusu olan bir isim. Hayatı siyaset, siyasette hayat bulan bir isim Melih Gökçek. Öyle ki, evlenirken eşine, "İleride siyasete atılabilirim. Sıkıntı çekersin" uyarısı yapacak kadar çok seviyor siyaseti. Gökçek'le projeler, tartışmalar ve gündem yerine, biraz olsun gündem dışına çıkmaya çalışıyoruz. Ama başarılı olduğumuz söylenemez. Çünkü, konuşulan kişi Ankara'nın Büyükşehir Belediye Başkanı olup, ismi de Melih Gökçek olunca, iş projelere ve belediyeciliğe geliyor. Az "gündem dışı", daha çok "gündem" içerikli bir öykü ortaya çıkıyor neticede.

Güneydoğu-Kosova kökenli Ankaralı



Keçiören Belediye Başkanlığı'nın ardından Ankara'nın 3 dönemdir belediye başkanlığı koltuğunda oturan Melih Gökçek "Nereli?". Gaziantepli baba ile Kosova göçmeni annenin, Ankaralı çocuğu. 1948'te Ankara'da, ilk belediye başkanlığı yaptığı Keçiören'de doğan Gökçek, 5 yaşına kadar Ankara'da yaşamış. Avukat babasının, memleketine dönmesiyle Gaziantepli yıllar başlamış. "Akay yokuşunda birkaç sene oturmuşuz, bilahare babam rahmetli avukat olduğu için memleketi Gaziantep'e gidince babamla 6 yaşındayken Gaziantep'e gittim. İlk, orta ve lise tahsilimi Gaziantep'te yaptım. Liseyi bitirdikten sonra doğum şehrim Ankara'ya gelmişim ve 12-13 senenin haricinde, 45-47 sene Ankara'da kalmışım" diyor Gökçek.

FB'Lİ FUTBOLCUNUN İSMİNİ ALMIŞ
Küçük yaşlarda ayrıldığı Ankara'ya ilişkin en çok aklında kalan şey, babasıyla gittiği Ankaragücü maçları. Baba, spora düşkün. Oğluna, FB'nin o yıllarda meşhur futbolcusu Melih Kotanca'nın ismini verecek kadar. "Rahmetli babam beni maça götürürdü. Ankaragücü Stadı'na. Babam, Fenerbahçeli ve renklerinden dolayı da Ankaragüçlü'ydü. İkisi de sarı lacivertli ya... Babam benim adımı, rahmetli Melih Kotanca'dan, Fenerbahçeli Melih Kotanca'dan dolayı koymuş. Fenerbahçe'nin en meşhur futbolcusuymuş, aynı zamanda basketçiymiş, koşucuymuş. Benim babam da sporcuydu. Birincilikleri filan vardır."

MAÇ MI, TURŞU MU?
Babayla gidilen maçlar keyifli, ancak maçtan keyifli olan bir şey var ki, hâlâ tadı aklına geldiğinde ağzı sulanabiliyor: "Ankaragücü Stadı'na gittiğimizde stadda bir turşucu vardı. Turşucu maçta gol atılınca turşuları sağa sola saçardı hatırlıyorum. Babama o turşudan aldırırdım. O turşu vazgeçilmezimdi. Maçtan daha çok turşu ilgimi çekerdi. Çok severdim. Çatal olurdu. Çatalı saplar, çıkartır verirdi. O turşunun tadına doyum olmazdı."

STADA GİRERKEN CIZBIZ SUCUK
"Bir de stada girerken, cızbız sucuk yapılırdı. Bir de onu babama aldırmaktan acayip keyif alırdım. Şimdi bile dilim sulandı. Bir de turşu. O yaşta Ankara'da hatırladığım oydu." Küçük yaşlardan insanın aklında çok az şey kalıyor. Melih Gökçek'in de üzerinden 40 sene geçmesine rağmen unutamadığı bir olay var. "4-5 yaşındaydım, babam bana sarı bir araba almıştı, plastik, oyuncak araba. Tekerleri plastik olurdu ya ondan. Götürdüm, harıl harıl yanan sobanın üstüne koydum. Bir anda alev aldı. Yandı gitti, kokusu kaldı geride. Bende bir feryadı figan. Onu unutmadım. 5 yaşımda olmama rağmen, bugün gibi sobanın üzerinde yandığını hatırlıyorum." Anneanne ve dede Ankara'da olduğu için Gaziantepli yıllarda dahi her yaz Ankara'ya gelinmiş. En büyük keyif, anneyle Gençlik Parkı'na yapılan geziler. "11 sene boyunca her yaz 1-2 ay kalırdık. O tarihlerde en büyük keyfim, annemi ikna edip, cumartesi veya Pazar günü, Gençlik Parkı'na gitmek. Gençlik Parkı'nda, 3 zevkimiz vardı. Birincisi rahmetli Şişman'dan dondurma almak, lunaparka gidip çarpışan otolara binmek ve tam köşede bir çay bahçesi vardı. Orada semaverde çay içmek. Annemi duman ederdik oraya gitmek için. Sık sık oraya giderdik." O yıllarda en büyük keyfi Gençlik Parkı'na gitmek olan Gökçek, şimdi Gençlik Parkı'nı yeniden yapıyor. "Yine o keyifler olacak inşallah. Açacağız seçimden önce. 29 Ekim'e yetişmesini arzu ettik. Ama maalesef sıkıştırmalarımıza rağmen yetişmedi. Çok süratli gidiyor, ama 4 ayda bir parkı bitirmek çok zor. Belki tam seçimden önce. Seçim yasağı var ya son 10 gün açamazsınız biliyorsunuz. 11 gün kala açarım." O yıllarda insanların vakit geçirebileceği bir yer olan Gençlik Parkı'nın zaman içinde kimlik değiştirip, sarhoşların, serkeşlerin mekanı haline gelmesinden üzüntü duyuyor. Bu nedenle parkın tekrar "ailelerin dinlenmeye, hoş vakit geçirmeye gelecekleri bir mekan" halini almasını istiyor.
 
En çok sevdiği şey; futbol

Melih Gökçek'in spora düşkünlüğü baba-dan geliyor. Aktif olarak da uğraşmış. Futboloynamış, oynamasını hâlâ çok seviyor, amasadece seviyor. "Beceremezdim fazla. O birkabiliyet. Sadece ayağıma gelince iyi vuru-rum. O kadar. Onun haricinde al, topu götür falan ııhh. Amatör olarak yaptım."
 
Gökçek'le sohbet bitmez

Projeler, projeler... Öyle çok proje var ki kafasında, saymakla bitmez. Gündüzleri de çalışıyor, geceleri de... Biz akşam saatlerinde, herkesin günü tamamladığı bir saatte gidiyoruz görüşmeye, ancak Gökçek'in günü yeni başlıyor. Bizden sonra toplantı yapılıp projeler üzerinde çalışılacak. Ama önce internette haberleri, gelişmeleri izliyor. Kendisiyle ilgili olan haberleri takip ediyor. Okuyup yorum yapıyor. Gece sabaha kadar çalışınca uykuya sıra ancak sabah saatlerinde geliyor. Resmen söylemiyor, ama Gökçek, yeni döneme böyle yoğun bir tempoda hazırlanıyor..
 
Gençlik Parkı, aile mekanı olacak

"Laf atanlar çok oluyordu. Şimdi orası tertemiz olacak. Güvenlik ağırlıklı olarak bastırdınız mı, ışıklandırmayı yeterli yaptınız mı olmaz. Mesela ilk açtığımız Altınpark'ta da aynı orada da serkeşler felan vardı. Ama Göksu'yu, Harikalar Diyarı'nı biz kendimiz açtık. Mogan'ı. Bunlarda hiç yok. Aile ortamı var. Nasıl başlarsa öyle gidiyor. Kararlılık bu. Biz, kimsenin gelmesini engellemiyoruz, ama orasının aile mekanı olması lazım."
 
Ankara için iki hayali

Peki, Gökçek bir kez daha Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı için adaylığını koyacak mı? Bu sorunun yanıtı "evet" diye verilmiyor, ama işaretleri açık. "Ankara için yapmayı düşündüğünüz hayaliniz var mı?" dediğimizde "Seçim zamanı. Sadece iki düşümü söylerim, diğerlerini söylemem. Birisi hayvanat bahçesi, birisi Disneyland" diye açıklıyor Gökçek. Gökçek'in düşlerinden biri hayvanat bahçesi ki; bunun karşısında CHP, Mimarlar Odası, Şehir Plancıları Odası'nın olduğundan bahsedip yakınıyor engelleme tavrından. "Bunların meselesi bizi çalıştırmamak. Hayvanat bahçesini yaptığım zaman nasıl bir şey yapabileceğimi tahayyül edebiliyorlar. Mesela mahkemede bilirkişi raporu verdi ODTÜ ve "Bu kadar büyük hayvanat bahçesi dünyanın hiçbir yerinde yok" dedi. Mimarlar Odası ve rapor verenlerin görüş açısı bu kadar."




SÖYLEŞİ: Şerife ÜSTÜNER /Takvim

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum