Fıkhi Sorulara Cevaplar-2

Fıkhi Sorulara Cevaplar-2

Prof.Dr. Halit ÜNAL Sorulara Cevaplar -2



Bana intikal eden sorulara cevap vermeye devam ediyorum. Bizzat okuyarak öğrenmek ve anlaşılmayan yerleri sormak en iyisidir. Çünkü çalışarak ve emek çekerek öğrenilen bilgiler sağlam ve kalıcı olur

Zamanımızda mürşide gerek var mı? Bu soruda sorulan mürşid, tasavvuf ilminde sözkonusu olan ve bir kimsenin nefsini terbiye etmek ve ahlakını güzelleştirmek maksadıyla irşadından faydalandığı ilmine ve faziletine güvendiği kâmil bir zat tır.

Biz daha önce sorulan Mürşid gerekli midir? Sorusuna Kur"an ve Sünnet çerçevesinde genel bir cevap vermiştik.

Burada sorulan soru kişilerin günümüz sosyal hayatında kendilerini nasıl daha iyi Müslüman hissedebilecekleri ve ruhen nasıl tatmin olabilecekleri ile alakalı bir sorudur. Bu, kişilerin seçimlerine ve İslami eğitimlerine bağlı özel bir durumdur ve kişiden kişiye farklılık gösterir.

Bir kimse kendi ruhî/manevî gelişimi açısından bir mürşid-i kâmile (ilmiyle amil bir alim) bağlanmayı gerekli görüyorsa ve bunun gereklerini yerine getirebilecekse bağlanır ve faydalanır. Fakat bu bağlanma o kimseye dünyada diğer Müslümanlardan imtiyazlı bir statü kazandırmaz. Ona Cennete girme ve Cehennemden kurtulma garantisi vermez.

Asıl olan Allah"ın emirlerini yapmak ve yasaklarından kaçınmaktır. Güzel ahlak sahibi olmaktır. Bunun için ailede ve okulda iyi bir İslâmî terbiye almak ve İslâmı ana kaynaklarından öğrenmek yeterlidir.

Günümüzde İslam"ı uygulamada büyük kusurlar ve zaaflar mevcut olduğu için İslâm"ı öğrenme ve öğretmede de büyük gayretler gerekmektedir. Sohbet ve zikir yoluyla Kur"an ve Sünnet esaslarına uygun bir irşad faaliyeti de bu gayretlerin bir kısmıdır.



Mezhep, kelime olarak yol, görüş ve kanaat demektir. Dinimizin ibadet ve muamelâtla ilgili konularında İslâm alimlerinin İslam"ın iki temel kaynağı olan Kur"an ve Sünnet hükümlerinden çıkardıkları yorum ve görüşlerden oluşan sisteme mezhep denir.

Görüldüğü gibi mezhep, dini hükümlerin uygulama imkânlarını, bir usul çerçevesinde, ele alan ve niçin? nasıl? sorularına cevap vererek uygun çözümler bulan bir sistemin adıdır. Bu birden fazla olabilir. Çünkü bireysel ve toplumsal insan hayatında ihtiyaçlara, zaruretlere sosyal ve ekonomik durumlara, iklim ve çevre şartlarına bağlı olarak çok problem ortaya çıkabilir.

Bu, benzetme yerindeyse, bir hastaya farklı doktorların farklı teşhis koymasına benzetilebilir.

Mezhep, yani farklı görüşler sözkonusu olunca Kur"an ve Sünnette hükmü kesin olarak belli olmayan yahut yoruma açık olan hususlar akla gelir. O halde Kur"an ve Sünnette hükmü açık ve kesin olarak belli olan konular vardır. Bunlarda mezhep farklılığı olmaz. Namaz, Oruç, Hac, Zekâtın farz olmas, İçki, kumar, domuz eti vb. haram olması gibi. Yani filan mezhepte oruç farz değildir veya Hac sünnettir denemez. Veya bu zamanda şans oyunu helâldir, bira mübahtır denemez.. Bunlarla ilgili hükümlere nass(kesin ve açık hüküm) denir. Bir de zannî (üzerinde farklı içtihatlar yapılabilen) hükümler vardır. Namazın kılınış şeklindeki bazı farklılıklar, abdestin bozulup bozulmamasıyla ilgili bazı meseleler, bazı hayvanların etlerinin yenilip yenilmemesiyle ilgili hususlar gibi.

Her mezhebin ya Kur"an"dan ya da Sünnetten veya bir sahabe uygulamasından bir delili vardır. Dolayısıyla bizim yapacağımız bize öğretilen hükümleri gücümüz yettiğince uygulamaya çalışmaktır.

Din gibi önemli bir konuda yani insana ebedi saadeti kazanma ve ebedi hüsrandan korunma yollarını gösteren bir konuda tabii ki İslâm alimlerinin kılı kırk yararcasına bir titizlik içinde olması ve tek tek bütün meselelere cevap vermesi gerekir. Tarih boyunca İslâm alimleri bunu yapmışlardır. Bugün de yapılan budur.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.