Laleli; “Darbeler gayr-i meşru hareketlerdir. Halkın oyu iler seçilmiş bir Hükümete yapılmıştır ve başarılı olsa da, olmasa da gayr-i meşrudur” dedi.

1960 İhtilalı DP Demokrat Parti iktidarına yapılmış ve kurulu düzen bozularak Başbakan Adnan Menderes, Bakanlar Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan idam edilmişlerdi.

12:Mart.1971 günü Süleyman Demirel’in Başbakan olduğu AP Adalet Partisini sarsmış, Başbakanın istifası ile sonuçlanmış, ülke badirelere düşürülmüştü.

11.Eylül.1980 günü ülkemizde yine bir ihtilal yapılmış, ülkede bütün siyasi çalışmalar ile Sivil toplum örgütlerinin çalışmaları askıya alınmıştı. Yıllarca hapisler, mahkemeler ve cezalarla meşgul olunmuş, ülke ekonomik, siyasi, ahlaki, hukuki, ilmi karanlıklar içine sürüklenmişti.

28.Şubat.1997 YAŞ toplantısı kararları da yine ülkemizi kastı kavurdu. Post modern darbe olarak nitelenen bu girişimin açtığı yaralar gittikçe büyümektedir.

Günümüzde ise 15.Temmuz.2016 ihtilal girişimi yapıldı. Ve görünüşe göre büyük ölçüde bastırıldı. Temennimiz ülkemizin normal yaşama şartlarına hızla döndürülmesidir.

ARTIK YETER

Son ihtilal girişimi, bütün ordumuzun bu hareketin içinde olmadığını görmek bizleri sevindirmiştir.  Bir kısım üst rütbeli askerin de bu darbede muvaffak olması zaten düşünülemezdi.

Son darbe girişimine bütün milletin tepkisi takdire şayandır. Bu darbeye sadece iktidar yanlısı insanlar değil bütün milletimiz karşı çıkmış, yollar, meydanlar, alanlar hoca hınç insanlarla dolmuştur. Çünkü artık biliniyordu ki; “darbeler, yıkar, yakar, öldürür, yıpratır…”dı. Hâlbuki milletimiz, “yapan, ihya eden, temizleyen, üreten, kalkınan bir ülke beklemektedir”

O gece bir taraftan gökleri yırtan uçak sesleri, diğer taraftan minarelerden yükselen sala sesleri arasında çalkalandı durdu.

Sala sesleri bir gece de birçok kereler verildi. Merkezi ezan sistemi bitirdi o caminin imamı sela vermeye başladı. Her selanın sonunda da verilen mesaj; “Cumhur Başkanımızın talimatları gereği, Demokrasimize destek olmak amacıyla bütün halkımızın meydanlarda toplanmasını rica ediyoruz” deniliyordu.

Ve öyle de oldu. Söz konusu darbenin hedefine ulaşmamasında halkın bu refleksi başarılı oldu. Darbe önlendi. Ümit ederiz ki bundan sonra artık bir darbe girişimi yapılamaz. Halkın oylarıyla gelenler yanlış icraatları varsa yine halkın oylarıyla yıkılırlar.

CEVAP ARAYAN BAZI SORULAR

Darbenin zamanlaması yanlıştır. 1960, 1980 darbeleri gecenin bir yarısından sonra (herkes uykuda iken) yapılırken 2016 darbesi 21.30 da her kesin uyanık olduğu bir saatte yapılmıştır. Niçin?

Yapılan bütün darbelerde Devlet ve Hükümet Başkanlı ile Bakanlar hemen toplanmış ve bir yere hapsedilmişlerdir. Bu darbede böyle bir hareket yoktur?

Diğer darbelerde olduğu gibi uçaklar, darbe hedefine ulaştığı zaman uçmaları gerekirdi. Bu darbe girişiminde daha baştan uçarak sanki “Ey millet biz geliyoruz” sinyalini vermişlerdir.

Darbe girişiminin başında “Bu darbeyi Paralelciler yaptı” demenin anlamı nedir? Başka gurupların darbe yapma ihtimali düşünülemez midir?

Darbeler, orduda bütünlük sağlanmadan yapılmazlar. Bu darbede ise bir gurup askerin darbe yaptığı ifade edilmiştir.

Bir taraftan halkın meydanları doldurmaları istenirken, sanki darbe yapılacağı biliniyormuş gibi aynı anda Ankara’da merkezi ezan sistemi devreye sokulmuş ve bütün camilerde selalar verilerek anonslar yapılmıştır.

MİT Müsteşarı hakan Fidan’ın ismi bu darbede hiç geçmemiştir. Bu iş önce onun işi olması gerekmez miydi?

Bu darbe girişimi, sonunda kimin işine yaramıştır?

Bültenimizin bu noktasında, gece boyunca defalarca minarelerden sela veren Hocalara ve müezzinlere, onlara bu görevi veren amirlere sesleniyor “İslam nedir? Demokrasi nedir? öğrenmenin zamanı gelmiştir” diyorum. Cami minarelerinde “Demokrasimize destek…” çağrısı yapanların ne İslam’ı ve ne de Demokrasi’i iyi bilmedikleri manası açıktır.