CUMHURİYET BAYRAMINI ÇOŞKUYLA KUTLADIK...

CUMHURİYET BAYRAMINI ÇOŞKUYLA KUTLADIK...

Cumhuriyet’in 94. Yıldönümü ülkemizde ve yurtdışı temsilciliklerimizde olduğu gibi ilçemizde de coşkuyla kutlandı.

 Şuayip YAMAN

Cumhuriyet Bayramı kutlamaları dolayısıyla ilçemizde bir dizi program düzenlendi.

28 Ekim Çelenk Sunma Töreni:

İlk tören, 28.10.2017 cumartesi günü saat 13.00 de Atatürk Parkı içerisindeki Atatürk Büstü’ ne İlçe Kaymakamlığı ve İlçe Belediye Başkanlığı çelenklerinin sunumu ile başladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla sona erdi.

 

29 Ekim Töreni:

Kaymakamlık makamında başlayan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı etkinlikleri, Atatürk Caddesi’nde yapılan törenlerle devam etti.

Kutlamalar sabah saatlerinde İlçe Kaymakamlığı’nda tebriklerin kabul edilmesiyle başladı.

İlçe Kaymakamı İbrahim ÇENET,  bayram tebriklerini makamında kabul etti.

Tebriklerin hemen ardından protokol Çubuk Atatürk Caddesi’ndeki tören alanına geçti.

Çubuk Anadolu Lisesi tarafından hazırlanan kutlama programının sunuculuğunu Tarih Öğretmeni Serpil ÜNÜVAR ile Türk Dili Edebiyat Öğretmeni İlyas ÖZÇELİK yaptı.

 

İlçe Kaymakamı İbrahim ÇENET ve Belediye Başkanı Dr. Tuncay ACEHAN’ın öğrencilerin ve halkın bayramını kutlamasının ardından Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları, Kurtuluş Savaşı’nın tüm kahramanları ve kanlarıyla, canlarıyla bu toprakları vatan yapan aziz şehitlerimizin manevi huzurunda bir dakikalık Saygı Duruşu ve ardından İstiklal Marşı söylendi.

 

 İlçe Kaymakamı İbrahim ÇENET günün anlam ve önemini belirten konuşmasında, “Cumhuriyetimizin 94. Kuruluş Yıldönümü kutlu olsun. Konuşmamın başında ebediyete intikal etmiş olan, Cumhuriyetimizin banisi (kurucusu) Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK ve O’nun silah arkadaşlarını bir kez daha rahmet ve minnetle anıyorum.

 

Değerli Çubukabadlılar, milletimiz tarih boyunca belli dönemlerden ve güç koşullardan geçmiştir.  Göçler, savaşlar, yeni fetihler, yeni yerleşimler ve kurduğumuz yeni yönetimler ve edindiğimiz devlet tecrübeleri hayatımıza ve milletimizin varlığına yön vermiştir. Birçok medeniyete beşiklik eden Anadolu da bin yıl önce Malazgirt Savaşı ile biz Türklere yer ve yurt olmuştur.

 

Anadolu üzerinde kurulan Türk Beylikleri zamanla merkezi ve güçlü devlet yönetimlerine zamanla adım atmışlar; Böylece bu topraklarda önce Anadolu Selçukluları daha sonra da Osmanlı İmparatorluğu kurulmuştur. Yüzlerce yıllık devlet geleneğinden sonra; Osmanlı bakiyesi üzerinde yeni ve modern Türkiye Cumhuriyeti Devleti ihdas edilmiştir.

 

Yeni ve genç Cumhuriyet egemenliğin kaynağını gökten yeryüzüne indirmiş; böylece babadan oğla geçen saltanat yetkisi de millete ve onun temsilcilerine geçmiştir. Belirli aralıklar ile gerçekleşen seçimler yoluyla yüce milletimiz yönetme yetkisini Meclis ve onun içinden çıkan hükümete vermiştir.

 

Bu sistemle yönetenler ile yönetilenler arasında organik bir ilişki oluşmuştur. Yönetenler yönetilen halka karşı sorumlu olmuşlardır. Seçimler yoluyla milletimiz kendini yönetenleri denetlemiştir. Tercih ettiği yönetimi iş başına getirmenin yolunu açmıştır.

 

Yeni Türkiye devleti sınırları içinde yaşayan tüm Türkiye Halkı, Türk Milletini oluşturmuştur. Bu yaklaşım ile millet kavramı ırk esasına dayalı olmayıp; ortak bir geçmişi olan halkın ortak ülküsü etrafında birleşmesi ve kader birliği yapması anlamına gelir.

 

Değerli Arkadaşlarım, Sevgili öğretmen ve öğrenciler,

 

Peki, bugün geldiğimiz medeni milletler seviyesi ve uluslar arası toplumun şerefli bir üyesi olan Türkiye Devleti bugünlere nasıl gelmiştir?

 

20. Yüzyılın ilk çeyreğinde, sanayileşmesini henüz yeni tamamlamış batılı devletler kendilerine sömürge alanları aramışlardır.

 

19. Yüzyıla gelindiğinde üç kıtada hüküm süren Osmanlı Devleti ciddi anlamda ekonomik, sosyal ve siyasal sorunlar yaşamakta idi. Bazı reform hareketleri uygulanmasına rağmen 20.  Yüzyılda ortaya çıkan milliyetçilik akımı ile içinde çok milletli bir yapı oluşturan Osmanlı, merkezi bütünlüğünü sağlamakta iyiden iyiye zorlanmıştır.

 

Balkanlarda ve bugünkü Ortadoğu’da birçok eyalet yönetimi, Batılı ülkelerin sömürge hareketleri ve kışkırtmaları sonucu Osmanlıya isyan etmişlerdir. Saltanat Yönetimi ise bir avuç elit bürokrasinin etkisi altında; demokratik, milli ve yerli olmayan bir yaklaşımın  maalesef ülke yönetiminde karşılaşılan sorunların çözümünde yetersiz kalmıştır.

 

İşte Anadolu yani milletimizin son yurdu da elinden alınarak, Anadolu’daki Türk varlığına son verilmek istenmiştir. Bizleri Orta Asya’nın steplerine göndermek isteyenler milletimizin bin yıllık tecrübesini ve askeri dehasını hesaba katmamışlardır.

 

Mustafa Kemal ATATÜRK işte bu buhranlı dönemde; milletin içinden bir “yıldız” gibi doğmuştur. Etrafına verdiği güven; milletimize gösterdiği özen bir umut olmuştur. Daha önce birçok cephede askeri dehasını ispatlayan büyük ATATÜRK, Türk milletinin sağlam mayasını dosta düşmana bir kez daha göstermiş, ülkemizi düşmanlardan kurtarmıştır.

 

Yeni kurulan Türkiye Devletini sağlam temellere oturtmak için, millet esasına dayalı, milletle yönetenleri arasında bir sorumluluk ilişkisi olan Cumhuriyet Rejimini getirmiştir. Medeni, milli ve yerli bir yaklaşımı benimsemiştir. Misakı Milli sınırları içinde kökü geçmişe dayalı, güzel bir gelecek vaat eden Türkiye Cumhuriyetini ve onun kurumlarını oluşturmuştur.

 

Cumhuriyet Sistemi, ekonomik, siyasi ve kültürel alanda atılan birçok yeni reform adımları ile taçlanmış; az zamanda çok ve büyük işler başarılmıştır.

 

Değerli Arkadaşlarım;

 

Dünya sürekli bir devinim ve dönüşüm içinde bulunmaktadır. Yeni akımlar, yeni düşünceler, yeni teknoloji, yeni ittifaklar ve yeni bölgesel krizler, tutumlar günümüzde de devam etmektedir. Dünya bir yandan globalleşmenin etkisi ile birbirine daha çok yakınlaşırken; diğer taraftan küreselleşmenin jeopolitik önemi olan bizim gibi ülkelerin karşı karşıya kaldığı riskleri de beraberinde getirmektedir.

 

Küresel güç aktörleri demokrasi ve insan hakları gibi ulvi yaklaşımları veya bölgesel terörizmi veya nükleer silah varlığını bahane ederek sınır aşan müdahalelerde bulunduğu görülmektedir.  Bunun son örneği, “Kuzey Afrika ülkeleri üzerinde demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğünün getireceğim” diyerek girdiği yerlerde kargaşa ve kaosu tetiklemiş, toplumların kadim hukuklarını yerle bir etmiştir. Bugün hala Irak ve Suriye’de sürdürdüğü ve terör örgütleri üzerinden vekâleten yürüttüğü bölgesel savaşlar devam etmektedir. Bu yüzden milyonlarca insan evinden barkından olmuştur. Vatansız kalmıştır.

 

İşte bölgemizde yürütülen ve zaman zaman da etrafımızda terör devletçikleri kurma çabalarının hedefinde Türkiye bulunmaktadır. Çünkü 2050 perspektifini hazırlayan günümüzün sistematik güçleri, gelecekte ortaya çıkması kuvvetle muhtemel bölgesel bir güç olarak Türkiye’yi görmekte ve bunu önleme gayreti içindedirler.

 

Değerli Arkadaşlarım;

 

Sistematik güç aktörleri yukarıda ifade etmeye çalıştığım bu kirli planlarını başarabilmek için; bizi içimizde birbirimize düşürmek amacıyla ellerinden geleni de yapmaktadırlar.

 

Bunun son örneği de “15 TEMMUZ Darbe Girişimi” olmuştur. İçimizde bizimle aynı vatandaşlığı paylaşmalarına rağmen işbirlikçilik yapanlar; cebir ve şiddet kullanarak meşru yönetimimizi ortadan kaldırmak istemişlerdir. Cumhurbaşkanlığımızın, Hükümetimizin ve TBMM’nin doğrudan hedef alındığı hain darbe girişimine Azizi Milletimiz; yine bir Kuvay-ı Milliye ruhuyla izin vermemiştir.

 

Aziz Türk Milleti, canını feda etme pahasına; her görüşten insanımızla meydanlara inmiş; aklı ve vicdanı tutulan darbecileri sağduyusu ile püskürtmeyi bilmiştir. Şehit olan 249 vatandaşımıza bir kez daha rahmet diliyorum. Gazilerimize ise, uzun ve sağlıklı ömürler temenni ediyorum.

 

Bütün bunlar bize bir kez daha göstermiştir ki; Aziz ATATÜRK ülkemizin ve milletimizin kurumlarının temellerini sağlam atmıştır. Neredeyse yüzüncü yılına yaklaşan ve bir asır önce ifade ettiği millet kardeşliğimiz; Anayasal vatandaşlık, demokratik, laik ve hukukun üstünlüğüne dayalı TÜRKİYE hepimizin önemli bir teminatıdır. Kökeni, inancı, mezhebi, siyasal ve felsefi düşüncesi, ait olduğu sınıfı ve zümresi ne olursa olsun herkesi Anayasal eşitlik etrafında bir araya getirmiştir. Akıl ve bilime dayalı ilerlemeyi esasa almıştır.

 

Cumhuriyetimizin 94. Yılını bir kez daha kutluyor; bizleri tek bir millet yapan Cumhuriyet değerlerinin ülkemize ve milletimize bir kez daha hayırlı olmasını diliyor; hepinizi saygı ve sevgi ile selamlıyorum.” Dedi.

 

Etkinliklere geçildi.

 

Çubuk Anadolu Lisesi öğrencilerinden:

 

Feyzullah KAHRİMAN, “Bu Bayrak” adlı şiiri,

 

Şeymagül AY, “Bugün” adlı şiiri,

 

Esma CAN, “15 Temmuz” adlı şiiri seslendirdiler.

 

Ankara Kulübü Derneği Çubuk Şubesi Seymen Ekibi gösterilerini sundu.

 

Ödül Töreni:

 

Cumhuriyetimizin 94. Yıldönümü münasebetiyle Gençlik Hizmetleri ve Spor İlçe Müdürlüğü tarafından ilçemiz öğrencileri arasında düzenlenen Cumhuriyet Koşusu’nda dereceye giren öğrencilere ödülleri protokol tarafından verildi. Buna göre:

 

Ferdi Sıralamada:

 

Yıldız Kızlar 1500 m.’de, 3. Olan Sıla YOLCU (Türk Telekom Ortaokulu),

 

Yıldız Erkekler 2000. m.’de 3. Olan Faruk ARSLAN (Türk Telekom Ortaokulu),

 

Genç Kızlar 2000 m. de 3. Olan Cansu KARAKÜTÜK (İbrahim Yılmaz Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi),

 

Genç Erkekler 3000 m.’de 3. Olan Cihat SAKA’ya (Yunus Emre Anadolu Lisesi),

 

Takım Sıralamasında:

 

Yıldız Kızlar 1500 m.’de 3. Olan Akkuzulu Ortaokulu,

 

Yıldız Erkekler 2000 m.’de 3. Olan Çubuk Ortaokulu,

 

Genç Kızlar 2000 m.’de 3. Olan Çubuk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi,

 

Genç Erkekler 3000 m.’de 3. Olan Çubuk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ne

 

Kupa ve madalyaları İlçe Cumhuriyet Başsavcısı Ömer Faruk YILDIRIM tarafında takdim edildi.

 

Ferdi Sıralamada:

 

Yıldız Kızlar 1500 m. ‘de 2. Olan Helin ACAR (Bekir Yılmaz Ortaokulu),

 

Yıldız Erkekler 2000 m.‘de 2. Olan Muhammed Ali DEMİRCİ (Türk Telekom Ortaokulu),

 

Genç Kızlar 2000 m.’de 2. Olan Hamide YANIK (Sebat Temel Lisesi),

 

Genç Erkekler 3000 m.’de 2 Olan Yusuf ŞAHİN ( Yıldırım Beyazıt Anadolu Lisesi),

 

Takım Sıralamasında;

 

Yıldız Kızlar 1500 m.’de 2. Olan Türk Telekom Ortaokulu,

 

Yıldız Erkekler 2000 m.’de 2. Olan Bekir Yılmaz Ortaokulu,

 

Genç Kızlar 2000 m.’de 2. Olan İbrahim Yılmaz Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi,

 

Genç Erkekler 3000 m.’de 2. Olan Sebat Temel Lisesi’ne,

 

Kupa ve madalyaları İlçe Belediye Başkanı Dr. Tuncay ACEHAN tarafından takdim edilmiştir. 

 

Ferdi Sıralamada:

 

Yıldız Kızlar 1500 m. ‘de 1. Olan Sıla AYVAT (Yıldırım Beyazıt Ortaokulu),

 

Yıldız Erkekler 2000 m.‘de 1. Olan Yasin ARSLAN (Bekir Yılmaz Ortaokulu),

 

Genç Kızlar 2000 m.’de 1. Olan Öznur ARDIÇ (İbrahim Yılmaz Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi),

 

Genç Erkekler 3000 m.’de 1. Olan Furkan DEMİRKAN ((Sebat Temel Lisesi),

 

Takım Sıralamasında;

 

Yıldız Kızlar 1500 m.’de 1. Olan Bekir Yılmaz Ortaokulu,

 

Yıldız Erkekler 2000 m.’de 1. Olan Türk Telekom Ortaokulu,

 

Genç Kızlar 2000 m.’de 1. Olan Hayri Aslan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi)

 

Genç Erkekler 3000 m.’de 1. Olan Yıldırım Beyazıt Anadolu Lisesi’ne,

 

Kupa ve madalyaları İlçe Kaymakamı İbrahim ÇENET tarafından takdim edildi.

 

Tören Geçişi:

 

Okullar tarafından, Çubuk Yıldırım Beyazıt Anadolu Lisesi Bando Takımı eşliğinde resmigeçit töreni yapıldı.

 

İlçe Kaymakamı ve beraberindeki protokol tarafından programı başarıyla yürüten öğretmenlerin tebrik edilmesinin ardından kutlama programı sona erdi.

***

 

Cumhuriyet’e sonsuza dek sahip çıkmalıyız...

 

 

 

ATATÜRK, 23 Nisan 1920’de TBMM’yi açtı.

 

1 Kasım 1922’de saltanat kaldırıldı. (3 Mart 1924 tarihinde ise hilafet kaldırdı.)

 

29 Ekim 1923 akşamı saat 20.30’da ise “Cumhuriyet” ilan edildi.

 

Halkın egemenliğini kendi elinde bulundurduğu ve bunu, arasından seçtiği milletvekili aracıyla kullandığı bir devlet şeklidir.

 

Bu devletin başında belirli bir süre için seçilen cumhurbaşkanı vardır. Cumhuriyet kelimesi sözlük anlamıyla «halk yönetimi» demektir. Eski Yunanlılardan günümüze gelinceye kadar cumhuriyet, İlk Çağ'da Yunan şehir devletleri, Ortaçağ'da Venedik, Cenova, Floransa gibi devletçikler için kullanılan bir deyim olmuştur.

 

Fakat, yurttaşlarına özgürlük ve eşitlik tanıyan gerçek halk yönetimi, ancak Fransız İhtilali’nden sonra gerçekleşme yoluna girmiştir. Çağımızın cumhuriyeti özgürlük ve eşitlik gibi iki ana kavramdan başka, devlet başkanlığı, yasama, yürütme ve yargı organları gibi temel kurumlara dayanır. Cumhurbaşkanı devletin başkanıdır. Doğrudan doğruya halkoyu ile yahut halkı temsil eden bir meclis tarafından belli bir süre için seçilir.

 

Yasama organı millet meclisi ve senato gibi halkın seçimiyle gelen ve onu temsil eden bir kurumdur. Yürütme organı, devlet veya hükümet başkanının sorumluluğu ve yönetimi altında, meclislere karşı sorumlu kabinenin adıdır. Yargı organını ise, millet adına yargılama hakkını kullanan, bağımsız bütün adli ve İdari mahkemeler meydana getirir. Cumhuriyet rejimlerinde bütün bu organların birbirinden ayrılığı ilkesi hâkimdir.

 

Yurdumuzda cumhuriyet ilk olarak Kurtuluş Savaşı'ndan sonra, Atatürk tarafından 29 Ekim 1923'te kurulmuştur 1924 Anayasası'nın I. maddesine göre, «Türkiye Devleti bir cumhuriyettir». Bu madde, 27 Mayıs 1960 Anayasası'nda aynen yer almış ve aynı anayasanın 9. maddesinde şu şekilde bir hukuki kesinlik kazanmıştır: «Devlet şekli Cumhuriyet olduğu hakkında anayasa hükmü değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez» denilmektedir.

 

Samsun’dan başlayarak, Amasya, Erzurum, Sivas’ta ve nihayetinde Ankara’da 23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılmasıyla birlikte çok önemli bir noktaya taşınan Milli Mücadele; Türk Ulusunun gerçekteki bağımsızlığın milli irade ile gerçekleştirileceğini müjdeliyordu. 

 

Bilindiği gibi Doğu ve Güney cephelerinde Yunanlılara karşı kıt imkânlarla yürütülen savaşlarda büyük başarılar kazanılmış en sonunda da 29 Ekim 1923’te Cumhuriyetimiz ilan edilmişti.

 

Cumhuriyet kolay kazanılmadı. Türkiye Cumhuriyeti bugünlere kolay gelmedi. Atalarımızın bizlere emanet ettikleri bu mukaddes topraklar uğruna yüz binlerce şehit ve gazi verdiğimizi unutmamalıyız. Cumhuriyetimizin en önemli özelliği herkes tarafından benimseniş, kavranmış ve herkes tarafından kucaklanmış olmasıdır. Bu Türkiye Cumhuriyeti’nin ebediyete kadar varlığının en önemli güvencesidir.

 

Türk Milletinin bugün gelinen noktadan daha ileri ufuklara ancak Cumhuriyet ile varabileceğinin bilincinde olması gerekir.

 

Bu anlamlı günlerde ve ileride hep beraber el ele kenetlenelim.

 

Bir olalım, İri olalım, diri olalım. Bölünmez bütünlüğümüze, demokrasimize, Cumhuriyetimizin bizlere kazandırdığı değerlere sahip çıkalım.

 

Bu nedenle temennim; barıştır, birlik ve beraberliktir, bölünmez bütünlüğümüzün muhafazasıdır.

 

Cumhuriyete sahip çıkmalıyız.

 

O’nun kazanımlarını korumaya ve sonsuza değin yaşatmaya çalışmalıyız.

 

ATATÜRK’ün dediği gibi; “Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”

 

Cumhuriyetimizin 94. kuruluş yıldönümünü kutluyor; Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’e, O’nun kahraman silah arkadaşlarına, milleti ve vatanı için canlarını ve kanlarını seve seve feda eden tüm şehitlerimize, gazilerimize minnet ve şükranlarımız sunuyor, rahmetle anıyorum...

cumhuriyet-vert.jpg

dsc_0223-3-(1)-vert.jpg

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.