“ÇUBUK-KALECİK-AKYURT“DANIŞMA KURULU TOPLANTISI”…

“ÇUBUK-KALECİK-AKYURT“DANIŞMA KURULU TOPLANTISI”…

Ev sahipliğini CHP Çubuk İlçe Örgütü’nün yaptığı Çubuk-Kalecik-Akyurt İlçeleri “Danışma Kurulu Toplantısı”, Çubuk Belediyesi Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi Salonu’nda gerçekleşti..

Şuayip  YAMAN

 

Toplantıya; CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara 2. Bölge Milletvekili Prof. Dr. Ahmet Haluk Koç, Ankara 2. Bölge Milletvekilleri Av. Şenal Sarıhan ve Dr. Murat Emir, Ankara İl Başkanı Adnan Keskin ve yönetimi ile birlikte eski milletvekilleri; İzzet Çetin, Zekeriya Akıncı, CHP Genel Merkez Parti Meclisi üyesi Yıldırım Kaya,

26. Dönem milletvekili adayları; Av. Abidin Şahin, Selma Ergen, Celalettin Koç, Ayhan Yalçınkaya, Av. Ali Yılmaz, Semra Dinçer,

26. Dönem milletvekili aday adayları; Suna Kerimoğlu, Onur Öktem, Ayhan Yalçınkaya, Sabri Arpaç, Altındağ eski Belediye Başkanı Ali Rıza Koç,

CHP Çubuk İlçe Örgütü Başkanı Vural Çokcan ve yönetim kurulu üyeleri, CHP Çubuk İlçe Kadın Kolları Başkanı Sevgi Mercanoğlu ve yönetim kurulu üyeleri,

CHP Kalecik İlçe Örgütü Başkanı Alper Hamza Gümüş ve yönetim kurulu üyeleri,

CHP Akyurt İlçe Başkanı Ergül Er ve yönetim kurulu üyeleri,

Keçiören CHP İlçe Başkanı Serdar Kendir ve yönetim kurulu üyeleri,

Yenimahalle İlçe Başkanı Ahmet Meşe ve yönetim kurulu üyeleri,

Altındağ İlçe yönetim kurulu üyeleri,

Ankara İl Gençlik Kolları üyeleri,

Önceki dönemlerden Ankara İl Genel Meclisi üyesi Adnan Korkmaz,

Büyükşehir Belediye Meclisi CHP Grup Başkanı Doğan Yılmazkaya ve CHP Meclis üyesi Emin Tırpancı,

CHP Çubuk İlçe Gençlik Kolları Başkanı Eren Kuzukıran ve yönetim kurulu üyeleri,

Çağdaş Demokratik Ehli Beyt Platformu (ÇAĞDEP) Genel Başkanı Nihat Yalçındere.

Ve  partililer katıldı.

CHP Çubuk İlçe Örgütü Başkanı Vural Çokçan yaptığı açılış konuşmasında, “İlçemiz emekli cenneti. İlçede ulaşım sıkıntılı. EGO sıkıntılı. İmar sıkıntılı. Asayiş ve güvenlik sıkıntılı, köyden mahalleye dönen yerleşim yerleri sıkıntılı, köyden mahalleye dönüşen yerleşim yerleri sıkıntılı, yapılar (inşaat yapımı) sıkıntılı. Köy yolları sıkıntılı, yollar köstebek yuvası..

Köylülerin tırnakları ile kazıp getirdiği suya sayaç bağlandı.

Tarım sıkıntılı, hayvancılık sıkıntılı.

 Hayvancılık bitirildi. Daha düne kadar Ankara’nın yüzde 45-48 et ihtiyacını Çubuk karşılıyordu.

Üniversite alanı Esenboğa’ya taşındı. Çubuğa bir faydası yok. Üniversite yeri olarak belirlenen Bağındaş Mevkii’ne cezaevi yapacaklar.

 

Son dakikalardan, terörden bıktık…

 

Yarın nerede bomba patlayacak?

 

Suriye olayı..

 

Anayasa çalışmaları ülkenin gündemleri arasında…

 

2016 yılından beri 17 patlamada; 1736 şehit verdik. 2997 yaralı var.

 

Ve onlarca eylem (330)…

 

Ateş hep düştüğü yeri yakıyor…

 

Oysa AKP iktidara geldiğinde (3 Kasım 2002) 6 şehit vardı.

 

Dış destek olduğu müddetçe terör bitirilemez…

 

Sözde Başkanlık geldiğinde terör bitecekmiş…

 

İŞİD’ e, “onlar öfkeli çocuklar” diyorlardı.

 

Terörle mücadele de hız kesilmemesi gerekir. Terörün kaynaklarının kurutulması gerekir. Doğu ve Güneydoğu’da yatırımların artırılması gerekir.

 

Umarım bu Danışma Toplantısı, Dayanışma Toplantısı olarak biter.”

 

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bölge Milletvekili Prof. Dr. Ahmet Haluk Koç, “Çubuk’taki Terör Mağdurları Derneği’nin duvarlarına en son 2 şehidin daha fotoğrafları düştü. Geçtiğimiz yıllarda bu Derneği ziyaret etmiş ve çok duygulanmıştım…

 

Bir bakıyorsunuz filanca yerde bir bomba patlamış. İnsanın nerede ne ile karşılaşacağı belli olmuyor.

 

Dünya da ilk defa canı, malı Türkiye’ye emanet edilmiş bir büyükelçi Türkiye’de devletin verdiği bir silahla öldürülüyor.

 

Bunun arkası ve siyasi yönü araştırılmıyorsa çok ilginç…

 

Yine bir vatandaş bir mekâna giriyor ve 39 kişiyi öldürüyor, elbisesini değiştiriyor ve gidiyor. Hala yakalanamıyor…

 

Radikal dinci terör örgütlerine arka çıkarsanız, terör örgütü yaratırsınız. Buna yalan-dolan diyorsunuz…

 

CHP komşu ülkelerle barışçı bir şekilde onların toprak bütünlüğüne çıkılması gerektiğini savunurken, onlar Birkaç hafta içinde Cuma namazını Emevi camisinde kılacağız inşallah” diye hayal kuruyorlardı.

 

Müslüman yalan konuşmaz, haram yemez, kul hakkı yemez. Bunların hepsi onlarda var.

 

Türkiye bir garabetle baş başa…

 

Profesörlük, doçentlik pazarda mı satılıyor? Bunlar televizyon kanallarına çıkıyor, her kanalda konuşuyorlar ve ülkemizin demokrasi ile yönetildiğini iddia ediyorlar.

 

Bu kanallara bazen CHP’lileri de çağırıyorlar, onlara yükleniyorlar. Medya bu şekilde…

 

Beşiktaş spor tesisinde bomba patlatıldı. Suçlu CHP, sanki bombayı CHP patlattı..

 

Habur’da davul zurnayı kim çaldırdı? Teröristler için mahkemeyi kim gönderdi?

 

Oslo’ da CHP iradesi mi vardı?

 

İmralı’ya motor gezileri düzenleyip, Dolmabahçe de toplantı yapan, onları kucaklayan CHP mi idi?

 

Bunların sorumlusu dün başbakan, bugün ise cumhurbaşkanı olan Erdoğan değil mi?

 

Ben yargılanmak istemiyorum, ben kovuşturma istemiyorum, bunun için kendini bitiren Binali’yi koşturuyorum. Yargıtay, Danıştay, Anayasa Mahkemesi üyelerini ben atayacağım, rektörleri de ben atayacağım diyor.

 

Ben. Ben. Ben. Fırdöndü gibisin…

 

Rusya ile kapışıyordu. Şimdi ise ballı börek..

 

Suriye’ye dönüş yapıyorlar. Numan Kurtulmuş dönmüş. Kurtulmuş, sonu olmayan Suriye çıkmazını görünce konuşmak zorunda kaldı; “Suriye politikasının baştan beri büyük yanlışlarla dolu olduğuna inanıyorum… Şimdi bunları tamir ediyoruz, düzeltiyoruz” diyor.

 

Bir bakan gasil haneci. Diğer bir bakan ise yaralı sayısı açıklıyor…

 

Bu teröristleri, bu namussuzları Türkiye’ye kim getirdi? Kim besledi? Türkiye’nin içine bunları kim soktu?

 

“Ensarız biz” diyorlar.

 

Milletvekilimiz Aytun Çıray, “Asıl failler ortaya çıkarılmalı” diyor.

 

Birileri;

  • 2 B yasası,
  • Genel seçimler,
  • Anayasa değişikliği konularında iktidarın stepnesi olmuş…

 

Kökü, kökeni, inancı ne olursa olsun herkesi eşit gören bir Atatürkçü iken, ne oldu da birden bire sen kar açma makinesi gibi oldun? Ne oldu da onlarla berabersin?

 

Bu anayasa kabul edilirse ciddi bir beka sorunu çıkar. Oslo’daki PKK-Türkiye ortak metni hayata geçer. MHP’de buna ortak olmuş olur.

 

Hani MHP,  7 Haziran seçimleri sonrası HDP ile yan yana gelmem diyordu?

 

Anayasayı ihlal eden bir Cumhurbaşkanı var. Siyasetin görevi, bir hukuk dışılık varsa bunu yasaya uyarlamaktır. Herkesin özel ihtiyacına göre hukuk düzenlenir mi?

 

“Sıkıntılar artar. Kontrolsüzlük artar.” Diyen milletvekillerine refakatçi eşliğinde oy kullandırılacak…

 

Bu baskılara rağmen Türkiye bu karabasana teslim olmayacak milletvekillerinin olacağına inanıyorum.

 

Arkadaşlarım 4+4+4 dayatması üzerinde de üzerlerine düşeni yapacaklar…

 

Bu son çıkışla ilgili olarak Deniz Baykal bunu Meclis’ de açıklayacak…”

 

Parti teşkilatının mali ve bina sorunlarına da değinen Koç, “Kazan, Çamlıdere, Evren dışında binası olmayan ilçemiz kalamayacak. Çubuk’ta ise bir özel durum var.

 

Konuyla ilgili olarak Danıştay’a başvurduk. Sorun çözülürse Danıştay’a verilen dilekçeyi geri çekeceğiz.

 

Kalecik’in bina sorununu halletmek üzereyiz.

 

Partinin “0” borcu var.

 

Borcumuz yok. Kurumsallaşmaya çalışıyoruz. Bir daha sayman olmayacağım. Milletvekili de olmayacağım. Bu parti benim anam-babam.

 

Şeffaf bir partiyiz. Partiden menfaati olanları attık. Ankara’da hiçbir ilçeyi öksüz bırakmamaya çalıştık.

 

Asla yılmıyorum, korkmuyorum, korkmuyorum. Bir futbol takımı gibi her forma numarasını giydim.

 

Bunlar demokrasi ölçüsünde bağımsız hâkim ve savcılar karşısında hesap verecekler…

 

Kafa yıkamaya rağmen, yalana-dolana rağmen, Reis’e rağmen bunlardan hesap soracağız.

 

“Tek yetkiyi bana vereceksiniz” demek olmaz.

 

Ülkücü Milliyetçiler, gerçek Müslümanlar ve demokratlar hep beraber bu felakete karşı direnecekler. Kimseyi dışlamayacağız.”

 

CHP Parti Meclisi Üyesi Yıldırım Kaya, Bugün burada 3 ilçenin yan yana gelmesi, Türkiye genelinde 974 ilçenin, 81 ilin bir araya geleceğinin işaretidir.

 

Her bir arkadaşımız muhtarlıklar gibi çalışacaklar. Örgütlenmeyi gerçekleştirmeliyiz.

 

Eğer Beşiktaş ve Reina’da ki patlamalarda CHP suçlu bulunuyorsa, bunun nedeni medyaya ulaşamamamızdan kaynaklanıyor demektir.

 

O zaman 40 milyon seçmene ulaşmamız gerekir.

 

Bunlar hırsız. Bunlar yolsuz. Bunlar arsız. Bunlar her türlü hileyi yapar. Onlar bunları yapıyor diye biz kendimizi koruyamayacak mıyız?

 

O sandığı koruyacağız. Bunu da eğitimle yapacağız.

 

Türkiye’nin yönetimine göz dikmiş ‘tek adama’ karşı da demokratik mücadelemizi devam ettireceğiz.”

 

CHP Ankara 2. Bölge Milletvekili  Av. Şenal Sarıhan, “En yakın sorun Anayasa değişikliği adı altında yapılacak Anayasa değişikliğinin reddedilmesi..

 

Padişahlığa, diktatörlüğü, tek adam rejimine hayır..Tarihin tekerlekleri ileriye doğru gider. Bizi geriye götürmek istiyorlar.

 

Atatürk, “Bağımsızlık ve özgürlük benim karakterimdir” diyor.

 

Biz demokrasi istiyoruz. Onlar padişahlık, arkasından halifeliği getirmek istiyorlar. Adına da yetkileri genişletilmiş cumhurbaşkanlığı diyorlar.

 

Bu tek adam 14 yıldır ne yapıyordu?

 

2016 yılı kan ve gözyaşı ile geçti. Türkiye bu kadar kötü olmadı. 12 Eylül’den daha kötü. Bu sebeple AKP’nin tek adam rejimine hayır. Diktatörlüğe hayır demeliyiz.”

 

CHP Ankara 2. Bölge Milletvekili Dr. Murat Emir, “Sizleri bilgilendirmek için, Komisyon çalışmalarının en azından Meclis TV’de yayınlanmasını istedik.

 

Bu taslağın başkanlıkla bir ilgisi olmadığını, asıl amacın Cumhuriyetin kaldırılması olduğunu biliyoruz. Çok önemli bir mücadele sürecinden geçiyoruz.  Biz Genel Kurul da etten duvar örerek çalışmalarımızı sürdüreceğiz.  Taslağın geçmeyeceğini umuyoruz.

 

Ama Anayasa taslağı Meclis’ten geçerse,  o zaman da meydanlara ineceğiz. Bu seçimi sağcılar (AKP, MHP) ile solcular arasında bir seçim düzeyine getirirlerse, kazanırlar.

 

Referandum sürecinde demokrasiden yana kim varsa tek adam rejimine karşı çağıracağız.  Bunun içinde kucaklayıcı bir dil ve üslup kullanacağız.

 

Bunların amacı her tarafından tel tel dökülen medyayı ve akademisyenleri daha çok susturmak bu suretle de tek adam rejimini kurmak. Mücadelemiz bu tek adama karşı başarılı olacak.”

 

CHP Ankara İl Başkanı Adnan Keskin, Türkiye Cumhuriyeti davulla-zurnayla kurulmadı. Çanakkale şehitlerinin kanlarıyla, Kurtuluş Savaşı ile kuruldu.

 

1950 yılında CHP muhalefete düştü. Milli Şef İnönü “Biz seçimi kaybettik. Ama Türkiye Cumhuriyeti demokrasiyi kazandı.” Demiştir.

 

Bunlar kadın ve çocuk tecavüzcüsüne bir yasa çıkartmaya çalıştılar. Kadınlar meydanlara çıktı. Tecavüz yasasını geri çekmek zorunda kaldılar.

 

Şimdi de insanlık dışı, demokrasi dışı bir yasayı çıkartmak istiyorlar. İş döndü, dolaştı Meclis’e geldi.

 

Biz milletvekillerinin canları, ne Çanakkale de şehit olanlardan ve ne de Deniz Gezmişlerden kıymetli…

 

Bahçeli, “Ben kendi oyumdan sorumluyum” diyor.

 

Biz posta koyuyoruz dedik. Diyelim ki yasayı Meclis’ten geçirdiniz. Biz sizleri sandığa halkımızla gömeceğiz.

 

Bugün Çankaya’ya bağlı bir köyümüzün muhtarının oğlu Suriye’de şehit oldu. Buradan şehidimizin cenazesine katılacağım.

 

Bu ülkeyi bu hale getirenlere lanet olsun…

 

Bu yanlıştan dönün. Türkiye Cumhuriyeti İslam ülkeleri içinde en demokratik bir ülkedir.

 

Ankara ilçelerinin ihtiyaçlarının karşılanması için destek vereceğiz. 9 ilçemize bina aldık. Bu konuda Alper Taşdelen ve Fethi Yaşar’a teşekkür ediyorum.

 

Binası olmayan 4 ilçemiz kaldı. Kalecik ilçe binamızı aldık. 3 ilçenin binaları kaldı.

 

Amacımız önümüzdeki seçimde Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne CHP bayrağını dikmek.

 

Bugün Ankara Metrosu’nun açılışı var. Temeli atıldığında yeğenim doğdu. Askere gitti, geldi, evlendi ve çocuğu oldu. Şimdi 23 yaşında…

 

Çankaya ve Yenimahalle belediyeleri Büyükşehir’den daha iyi çalışıyor…

 

Türkiye Cumhuriyeti büyük bir devlet.. Bu devlet, böyle bir yönetimi hak etmiyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin gerçek sahibi Cumhuriyeti kuranlardır.”

 

Önceki dönemlerden Ankara İl Genel Meclisi üyesi Adnan Korkmaz, “Ülkede işsizlik had safhada.. Anne-babalar ‘çocuklarımıza nasıl iş bulacağız’ diye edişe içindeler. Bu toplantıda Ankara Büyükşehir Belediyesini nasıl kazanırız? Konusunun, konuşulması gerekirdi. Çubuk’un sorunlarının konuşulması gerekirdi.

 

Çubuk, Akyurt ve Kalecik’te tarım ve hayvancılık bitirildi. Biz kırsal kesimde kazanamıyoruz. Çubuk’ta orman köyleri var. Bizim buralarda çalışmalarımız var. Akyurt da 3 orman köyü var. CHP İl Genel Meclisi üyeleri olarak buralara hizmetler götürdük. Bunları köylüye anlatabildik mi?

 

Çubuk köylerine hizmetler götürdük. Anlatabildik mi? Bu hizmetlere rağmen oylar ancak yüzde 8-10’lara çıktı. Yeterli mi?

 

Çubuk’ta OSB var. 99 ahır, 25 bin büyükbaş hayvana hizmet verecekti. Alt yapısı hazırdı. Ama besiciler dağıldı. 99 işletmeciye bunları anlatmamız gerekirdi.

 

Kalecik’te HES’ in verdiği zararlar ortada..

 

Çubuk’ta Kızılca, Kutuören, Karaköy, Melikşah köyleri arasında (Çalıntepe mevkiinde) taş ocağı açılıyor. Bunları gündeme getirmeliyiz.”

 

26. Dönem milletvekili adayı Av. Abidin Şahin, “2016’yı çok güzel Yaşadık. 2017’yi de çok güzel yaşayacağız” demek isterdik. Ama bunlar Türk insanından çok uzaklaştı. Çağdışı bir sistem oluşturulmaya çalışılıyor. Şu anda başımızda ‘OHAL’ var. KHK’lar var. Bir avukat olarak bir cezaevine gidiyorum onlarca formalite ile karşılaşıyorum.

 

1876 Anayasası ile “Kimsenin malı müsadere edilmeyecek. Kimseye yargılanmadan ceza verilmeyecek” deniliyordu.

 

Şimdilerde Anayasa’dan bunlar ortadan kaldırıldı.

 

Atatürk’e sultanlık ve halifelik altın tepsiyle sunuldu. O bu unvanları elinin tersiyle itti. O Cumhuriyeti getirdi.

 

Sokaklarımız kan gölü oldu.

 

Muhafazakâr demokratız dediler. Demokratlık gitti, birazcık muhafazakârlık kaldı.

 

Türkiye de Orta Doğu bataklığına saplandı.

 

Biz bunlara karşıyız. Ama neye karşıyız?

 

Totaliter liderlerin dünyanın başına geldiği, insanların hızla fakirleştiği görülüyor.

 

Parlamento (bazı milletvekilleri hariç) kendi eliyle kendi Meclis’ini yok ediyor.

 

Belki de halka gidilecek. AKP’yi yönetenler dâhil, onlara oy verenlere de ulaşarak bu anayasanın (tek adama dayalı anayasanın) kabul edilmemesi için onları ikna etmeliyiz.

 

Başka Türkiye yok. Bu süreç yolu nereye çıkarsa çıksın biz buradayız. Bu oyunları bozabiliriz, ters yüz edebiliriz.”

 

26. Dönem milletvekili adayı Selma Ergen, Ülkemiz dört bir yanını saran terör büyük bir bela olmuştur. Yoksulluk, yalan ve yolsuzluk ile mücadele için geldiler. Ama unuttular…

 

Anneler ağlamasın derken, ateş hep düştüğü yeri yakmaktadır.

 

İşçiler, memurlar, askerler, polisler, gazeteciler, akademisyenler içeri atılmaktadır.

 

Köylü, çiftçi, işçi, memur, emekli ve esnaf perişan…

 

Cumhuriyetimizin, laikliğimizin, demokrasimizin koruyucusu olmalıyız.

 

Taşın altına elimizi koymalıyız.

 

Başkanlık sistemine dur demeliyiz.”

 

26. Dönem milletvekili adayı Celalettin Koç, “Türkiye gerçekten karanlık günlerden geçiyor. 15 yılda ülkeyi ne duruma getirdikleri malum..

 

Emperyalist güçler Türkiye’de istediği amaca ulaşmak için BOB başkanı olarak seçtiği Erdoğan ile koalisyon ortaklığını gerçekleştirdi.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Haziran seçimleri sonrası; Davutoğlu’ndan sonra hükümet kurma yetkisini ikinci parti olan CHP’ye vermedi.

 

Parti olarak gereken tepkiyi gösteremedik. Göstermiş olsaydık, belki de Anayasa değişikliği bugün gündemde olmayacaktı.

 

“APO’ya sayın, şehitlere kelle” diyen biz miyiz? Oslo da biz mi vardık? PKK ile HDP ile yan yana gelen biz miydik? İmralı’ya giden biz miydik?

 

Bizim bunlara vereceğimiz cevap, Genel Başkanımız Kılıçdaroğlu’ nun arkasında dik durarak tek vücut olmak.

 

Çubuk’ta, Kalecik’te, Akyurt’ta siyaset yapmak çok zor. Bizim medyamız sınırlı.. Haberlerimizin yansıtılmasını sağlamalıyız. Türkiye hızla Orta Doğu bataklığına sürükleniyor.

 

Cemaatler, tarikatlar hala ortalıkta cirit atıyor.

 

Bugün bir katil elini kolunu sallayarak bir mekâna giriyor otomatik silahla 39 kişiyi öldürüyor. Burada kimin veya kimlerin, hangi güçlerin parmağı var?

 

Hükümet akıllı bir insanın yapması gerekeni yapamıyor..

 

Dün Okyanus ötesine, “gel bu hasretlik bitsin” diyen bugünkü iktidar mensupları değil miydi?

 

133 milletvekilimiz gerekirse dayak da yiyerek, AKP’li milletvekillerinin özgürce oy kullanmalarını sağlamak için uğraş vermeli. Bu yapılırsa 330’u bulamazlar. Sonuçta da AKP bölünür…

 

Şayet iş Referanduma kalırsa, 133 milletvekili, 60 PM üyesi ve 81 il başkanı görevlendirilerek, bu oluşum eski milletvekilleri, il yöneticileri ile desteklenerek alanlara dağılmalı, tek adam rejimi halka tek tek anlatılmalıdır.”

 

26. Dönem milletvekili aday adayı Ayhan Yalçınkaya, “Ankara, İstanbul ve İzmir’de patlayan bombalar. Bunların öncesinde de 15 Temmuz darbe girişiminde birincil duygu; korku duygusudur.

 

İnsanların kendisine sığınacak bir güce sığınması: Yani devlete..

 

Bunun yanı sıra İstihbarat ve emniyet, ülkeyi yönetenler, “FETÖ’cüler temizlenmedi” diyor…

 

Ülkede gerçekten istihbarat var mı? Çünkü darbeyi bile enişteden öğrendik..

 

Toplumlar kendini koruyacak bir devlet bulamazsa o devlet çöker. Libya gibi, Suriye gibi…

 

Halka ait devlet mekanizması, bir avuç zenginin, birkaç elitin devleti haline getirildi.

 

Devlet vatandaştan kopmuştur. Devlet vatandaşını koruyamıyor. Ve bu iş maalesef AKP eli ile gerçekleşiyor. Bunu organize eden güçte emperyalizmdir.

 

O halde CHP’lilerin görevi; sadece onun (AKP’nin) başbakanı, cumhurbaşkanı, ile değil, aynı zamanda emperyalizm ile de mücadele etmek olacaktır.

 

Bugün milletvekillerimizin mücadelesi de emperyalizmle mücadeledir.

 

1 Mart 2003 tezkeresini hatırlarsınız. O tarihte CHP Genel Merkezi’nde uluslar arası güçler teşhir edilmişti. 

 

CHP Gençlik Kolları Türkiye çapında yağmur, soğuk ve çamur demeden 500 bin imza toplamıştı. Bu toplumun büyük bir kısmında rağbet gördü. Sonuçta 1 Mart Tezkeresi Meclis’ten geçmedi..

 

Bu yasa tasarısın da Meclis’ten geçmemesi lazım.

 

Ankara İl örgütü hepimizi alanlarda, meydanlarda, sokaklarda, örgütsel olarak bir araya getirmelidir. CHP çok örgütlü görünüp, az örgütlü olan bir partidir.

 

Tayyip Erdoğan, “sayın Öcalan” dedi. AKP; Abdullah Çatlı’nın (milliyetçi olan) ilinde birinci

Parti oldu.

 

Türkiye’de bir Deniz Feneri Derneği varsa, sizin de orada bir yardım derneğiniz olacak.

 

Bir tarikat varsa sizin de onun karşısında çağdaş bir örgütünüz olacak.

 

Birde ağzımızdan çıkana sahip çıkmalıyız.

 

Suriye bölündü. Niye? Çünkü onlarda bir hafıza yok.

 

Ama bizde Mustafa Kemal gibi bir demokrasi kahramanı var.

 

Cumhuriyet yıkılmamıştır. Yıkılmayacaktır. Yıktırmayacağız. Siyaset ciddi bir iştir. Sorumluluk almalıyız. 

 

Genel Başkanı eleştirme adına, yağcılık adına ağzımızdan çıkana sahip çıkacağız.

 

 Altı Ok’a sahip çıkması gereken tek bir lider vardır. O da Mustafa Kemal Atatürk’tür.”

 

26. Dönem milletvekili adayı Av. Ali Yılmaz, “Bu ülkeyi yönetmeyi ekonomi, siyaset, maliye, yargı olarak tümden ele almalıyız.

 

Onlar yarın bir gün iktidarı kaybettiklerinde işi sağlama alıp yargılanmak istemiyorlar.

 

Yavaş yavaş da onların kalemşorları, tetikçileri Cumhurbaşkanlığı sistemini geçirirlerse  daraltılmış veya dar bölge sistemini getirmek ve bu amaçla 500 milletvekili çıkarmayı planlıyorlar. Bu suretle MHP’yi de çırak çıkartacaklar.

 

Bu sistemde MHP 10-15 milletvekili çıkartacak, bizim ki de birkaç fazlası olacak.

 

Amaç, biat ve itaat sistemiyle ülkeyi yönetmek.

 

TBB (Türkiye Barolar Birliği) olarak 100 bin avukata Anayasa taslağını gönderiyoruz. Onların görüşü ortaya çıkacak.

 

CHP de internet yoluyla gönderebilir. Bu konuda bir çalışma yapılabilir. Biz 250 gönüllü avukat olarak Genel Merkezi destekliyorduk. Bunun tekrar gündeme gelmesi gerekir.

 

Korku bulaşıcı bir hastalıktır. Göz teması ile bulaşır.

 

Birlik, beraberlik, dayanışma, dirençte bir hastalıktır. Bunu da birbirimize sarılarak sağlayacağız.”

 

Çubuk İlçe Gençlik Kolları Başkanı Eren Kuzukıran, “Değerli büyüklerim ve kardeşlerim bu toplantıdan partimiz ve ülkemiz için bir yol haritası çıkarmış ve elimizi taşın altına nasıl koyacağımızı saptamış olarak ayrılmamız gerekmektedir.

 

Zamanımızın olmadığı, ülkemizin hızlı bir şekilde önü alınamaz bir karanlığa sürüklendiği aşikârdır.

 

Ülkemiz büyük yol gösterici Atatürk’ün yolundan ayrıldığı için bu hale gelmiştir. Bu su götürmez bir gerçektir. 6 ilkesinin tamamı 14 yıllık AKP iktidarı döneminde aşındırılmış, bazılarına görünüşte sarılma görüntüleri verilmiştir.

Son dönemde laiklik ilkesinden vazgeçmenin bedellerini ödeyen ülkemizde laikliği çeşitli gerekçelerle de olsa sahiplenme eğilimi başlamıştır. Bizce bugün ihtiyaç duyulan şey, laikliğin bir halk hareketiyle savunulduğu ve savunduğumuz her mevziinin başka mevziilerle desteklendiği bir siyasi stratejidir.

Betimlememi netleştirmem gerekirse bugün ihtiyacımız olan laiklik mücadelesini günden güne büyüyen işsizlik yoksulluk başlığıyla da birleştirmemiz ve bunu emperyalist tüm müdahalelere karşı da bağışıklı hale getirmektir. Milli bir aydınlanma ve emek mücadelesi ülkemizin kurtuluş reçetesini sunmaktadır. Pratikte ise insan malzememizi geliştirmemiz, gelişen malzemeyi daha örgütlü kılmamız elzemdir. Örgütlülüğü yatay ve dikey bir şekilde nitelikli hale getiremezsek ülkemizi kaybetmesi kaçınılmazdır.

Bir siyasal strateji ekseninde ülkenin dört bir yanında partimizi ve bu siyasi hattını örgütleyecek yapılar dernekler kurmalıyız. Partimiz dinamik kitle örgütleriyle amacına ulaşacaktır.

Örnek vermek gerekirse Çubuk’ta benim ve partili yoldaşlarımızın da kurarak yıllardır örgütlü bir şekilde mücadele ettiğimiz “Çubuk Gençlik Kültür Derneği” tarzı bir derneği her ilçemizde kurmalıyız. Kadınlar, Yaşlılar değişik toplum kesimleri açısından, mümkün olan ağları kurmamız açısından bu kuruluşlar hayati önem taşımaktadır.

CHP Çubuk Gençlik Kolları Başkanı olarak genç arkadaşlarıma Cumhuriyete sahip çıkmak adına CHP Gençlik Kollarına katılmaya ve çağdaş sivil toplum örgütlerine sahip çıkmaya çağırır. Saygılarımı sunarım.”

CHP İlçe Kadın Kolları Başkanlığı Eğitim Sekreteri ve emekli öğretmen Seher Yıldırım, “Sabah ezanını kim bilir?

İmam, müminler ve bir de hırsızlar bilir. Biz mümin sandık, hırsızı seçtik.

Çalışmalarımızda başarılı olmak için partililere ve halka şunları anlatmalıyız;

 

  • Atatürk’ün söylemini okutup, okumak.
  • Partinin tüzüğünü öğrenmek.
  • Partinin programını okutmak, anlatmak.
  • Laikliğin ne olduğunu anlatmak.
  • Sevr’i anlatmak.
  • Lozan’ı halkın anlayacağı şekilde anlatmak. Kıbrıs adaları elden çıkıyor. Bunların nasıl kazanıldığını anlatmak.
  • Başkanlık sisteminin ne olduğunu anlatmak.
  • Atatürk’ün kurduğu kurum ve kuruluşların nasıl satıldığını anlatmak.
  • Yurttaşlığın ne olduğunu ve görevlerinin neler olduğunu anlatmak.
  • Altı Ok’un (Cumhuriyetçilik, Devletçilik, Milliyetçilik, Laiklik, Halkçılık, Devrimcilik ) ne olduğunu anlatmak.
  • Önemli olayları anlatmak.
  • Zonguldak yürüyüşü, Soma olayı, 14 Nisan Mitinglerinin, Radyo ve Televizyonları nasıl etkilediğini anlatmak.
  • PKK  için kurulan çadır mahkemelerini anlatmak.
  • Demokratik kitle ilişkilerini anlatmak.
  • Muhtarlarla ilişkileri anlatmak.
  • 27 Mayıs’ı anlatmak.
  • 12 Eylül’ü ve sonrasını anlatmak.
  • Derin devletin ne olduğunu anlatmak.
  • Devlet büyüklerimizin yanlış sözlerini anlatmak.
  • Vakıf okullarını anlatmak.
  • Kadın ve çocuk haklarını anlatmak.

 

Tabii ki korkmayacağız.

 

Hiçbir şeyimiz yoktu. Paramız, pulumuz, silahımız ve ordumuz yoktu.

 

Atatürk, “bulunur, bulunur” demişti. Nitekim de bu milletin azim ve kararıyla bulundu.

 

Whinston Churcill, “Ellerindeki Kuran’ı alamazsanız, Türkleri savaşarak, asker ve silah kullanarak asla yenemezsiniz…” demişti.

Churcill’in dediği gibi de yenemediler, yenemezlerde.”

CHP eski Çubuk İlçe Örgütü Başkanı Ali Naci Yeşiltepe, “Türkiye Cumhuriyetini yok etmek isteyenler gaflet ve delalet içindedirler.

Bize yeni bir İstiklal Savaşı daha yaptırmak istiyorlar.

Bizim iki büyük değerimiz var; Birincisi Türkiye Cumhuriyeti, ikincisi ise CHP’dir.

Bayramlarımızı kutlayamıyoruz.

23 Nisan’da, 19 Mayıs’ta, 29 Ekim’de “Egemenlik kayıtsız şartsız milletidir” dövizleriyle meydanlara çıkamaz mıyız?

CHP, gelmiş geçmiş tüm görevlileri kucaklamak zorundadır…

Ülke yok edilmeye çalışılıyor.

“Seferberlik ilan ediyoruz “diyorlar. Seferberlik değil, OHAL ile insanları yok etmeye çalışıyorlar.

Ben bir çocuğum öldüğünde, birde Uğur Mumcu öldüğünde ağladım. Bir daha ağlamak istemiyorum.

Şu anda cehennemde yaşıyoruz. Benim ilçe örgütümün sorunları var. Benim İl Başkanlığımın ve Bölge milletvekillerimin çalışması lazım.

Türkiye de Afganlılar gibi yaşayan vatandaşlarımız var. Onlara da sahip çıkmalıyız.

Geçmişte Çubuk’ta CHP İlçe Başkanı bir Tahsin Yıldız vardı. Bütün köylüleri, bütün milletvekillerini tanırdı…

Ankaralı olarak tüm Ankaralıların sorunlarına değinmeliyiz.

Başkanlığın yanlış olduğunu anlatmalıyız. Oylarımızın artırılması için birlik, beraberlik ve dayanışma içinde çalışmalıyız.

Milletvekillerimizle birlikte Ankara’da çıkıp demokratik ölçülerde eylem ve söylem birliğiyle çalışmalıyız.”

Çağdaş Demokratik Ehli Beyt Platformu (ÇAĞDEP) Genel Başkanı Nihat Yalçındere, “ Sade bir Türk vatandaşıyım. Aynı zamanda da Çit Köyü dernek başkanıyım. Gündemi farklı buldum. Çit köyüne bir çivi dahi çakılmadı. Yapılara 24’er bin lira ceza yazıldı.

CHP’nin yaş ortalaması 54.. Gençlere yönelik örgütlenme yok. Gençleşme yok. CHP de patronların partisi olma yolunda. CHP’li olup da buraya gelemeyen, parti binasına gelemeyen insanlar var.

Benim köyümde 64 gençten 58’i işsiz. Hepsi de üniversite mezunu. Biz Aleviyiz bu yüzden bizleri işe almıyorlar.

Bir ölü toprağı serpilmiş...

Siyasiler köyümüze gelip konuşmayı yapıp gittiler. AKP İlçe Başkanı bizle pazarlık yapıyor, “Bize 50 oy verin size yatırım yapalım” diyor.

Biz kendi köyümüzde çocuklarımıza iş arıyoruz.

Delege sisteminin ne olduğunu biliyorum.

Sıcak evde oturup, evlilik programı izlemekle olmuyor. Her insan bizde candır. İslam da can almak günahtır. Ülke İran olmasın…

Meydanlara inmeliyiz.”

26. Dönem milletvekili adayı Semra Dinçer, “O kadınlar, o Meclis’in kapısına dayandılar ve tecavüzcülere af yasasını geçirmediler..

Başkanlık sisteminin de geçmemesi için o gün o kapıya dayanmalıyız.

Olabilir, 330’u da bulabilirler. Bu yasa değişikliği bu halka fayda getirmeyecek…

Bu bir halk eylemidir. Hepinizin bu eyleme katılmasını istiyorum.”

CHP Kalecik İlçe Örgütü Başkanı Alper Hamza Gümüş “ Burada konuşulan her şeye katılıyorum. Bundan önceki toplantıyı Kalecik’te yapmıştık.

15 Temmuz’da bir darbe girişimi yaşadık. Şimdi de Başkanlık Sistemi’ni tartışıyoruz.

Sokakta korku var. Sizler ilçe örgütlerini omuzlayan, her şeyi göze almış insanlarsınız. Ama bu cesareti herkes gösteremiyor. İnsanlar komşusundan korkar oldu.

Bunları ilçe binasına girmeye korkan insanlara nasıl anlatacağız? İğneyi kedimize batırmalıyız.

Kendimi umutsuz hissettiğimde “Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi” aklıma gelir. Ve kendi kendime “Sen Atatürk’ün kurduğu partinin başkanı isen umutsuzluğa kapılamazsın” dedim.

CHP Akyurt İlçe Örgütü Başkanı Ergül Er, “benim sizlere söyleyecek bir sözüm yok. Zaten siz her şeyi biliyorsunuz.”

CHP Çubuk İlçe Başkanı Vural Çokcan yaptığı kapanış konuşmasında tüm katılımcılara teşekkür ederek Nazım Hikmet’in, “Bu Memleket Bizim” şiirini okudu.

Ardından da “Danışma Kurulu Toplantısı” sona erdi.

chp1-vert.jpgchp2-vert-001.jpg

 

 

 

 

 

 

 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.